Kolonizatörün “kurtarıcı” dönüşü!
Suriye’ye dair dış basında çıkan yazı ve yorumlara bakınca acaba en uzun sınırı paylaştığımız ülke ile başka bir coğrafyada mı yaşıyoruz diye sormadan edemiyor insan. Bir ülkenin coğrafyasıyla bu denli gerçeklik ilişkisinin kopması için sarsıcı gelişmelerin olması gerekir. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on November 29, 2011
AB olmadı Ortadoğu’ya girelim!
İngilizlerin imparatorluk günlerinden miras kalan protokolleri, devlet geleneği, özellikle kraliyet törenleri ritüelleri ince ayrıntılarla örülmüştür. Hemen hemen tamamı tarihi süreklilik arz etse de bu ayrıntılara asıl rengini veren mütekebbir imparatorluk gücüdür. Britanya bugün eski gücünde değil. Sonuçta üzerinde güneş batmayan bir sömürge imparatorluğundan (imparatorluk tabiri de sömürgecilikle yakından alakalı) küçük bir adaya sığınmış devlet görünümünde. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on November 24, 2011
Tahrir’i yeniden düşünmek
Mısır’da göstericiler tekrar Tahrir Meydanı’nı doldurdu. Cuma günü İhvan ve Selefilerin başı çektiği kitlesel gösteri daha sonraki günlerde şiddet görüntülerine sahne oldu. Hafta sonu yirmiden fazla göstericiyi katleden asker destekli polis kan dökmekten çekinmedi.
Gösterileri şiddetle bastırmaya çalışan polise karşılık direniş sergilemesi adeta Mısır’da başa dönüldüğünü akla getirdi. İhvan gösterilerden çekildi. Meydanlarda daha çok gençlerden oluşan bir kitle kaldı. İhvan’ın her zamanki ihtiyatlı, askerle karşı karşıya gelmemeyi tercih eden tavrı kendi tecrübesi içinde açıklansa da sahada olmadan süreci nasıl etkileyeceklerini düşündükleri sorusu da bir yerde duruyor. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on November 22, 2011
Tarih yobazlığı
Tarihe takılıp kalmakla tarihi yok sayanlar birbirinin negatifi gibidir. Tarihe takılıp kalanlar tarihin gelecek tasavvurumuzu şekillendirdiğinin bilincinde değildir. Tarihi yok saymak, bir tür hafızasızlıkla maluldür. “Bir iç deniz gibi” içe kıvrıktır. Kokuşmaya mahkum durağan su gibidir.
Abdülmecid’in ölümünün 150. yılı nedeniyle başlayan tarih tartışmaları, daha doğrusu tarihle kurduğumuz ilişkiyi deşifre eden tartışmalar tam da yaşadığımız zihin travmasını yansıtıyor. Aslında bu bir medeniyet travmasıdır ve toplumsal şizofreninin de kaynağıdır. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on November 17, 2011
Suriye olmasın!
Suriye’nin geleceği Suriyelilere bırakılmayacak kadar uluslararası boyut kazandı. Başından beri uluslararası çıkar ilişkilerinden, stratejik hesaplardan bağımsız değildi zaten. Olaya ilişkin yorumlar her geçen gün, Suriyelilerin nasıl bir ülkede yaşamak istediklerinden çok kimin nasıl bir dengede yer alacağı sorusuna verilmiş cevaplar yığınına dönüşüyor.
Yeni Ortadoğu’yu şekillendirecek kurucu unsurun “Arap baharı” ve ülkelerinin geleceğinde söz sahibi olacak devrimci uyanıştan çıkacağı tezinin ne kadarının gerçekçi (temenni) ne kadarının propaganda ürünü olduğu sorusunu bile bu aşamada çok anlamlı buluyorum. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on November 15, 2011
Kutsalın görünür halleri
Kutsal olanın görünürlüğü meselesi modernleşme tarihimizin en önemli sorunu olmuştur. Modern alanın kutsal olanın tezahürlerini kapsayacak şekilde genişletilmesi çabası insanların gerçekte neye inanmakta olduklarından daha önemli sayıldı. Bu nedenle kutsal ve kutsal dışı arasındaki ilişki çoğu kez yüzeysel bir görünürlülük meselesin indirgendiği bile söylenebilir. Bu indirgemecilik dini olanın sekürleştirilmesi olarak da tercüme edilebilir. Modern aklın olanca tepkiselliği ile radikal biçimde kutsal olanı reddetme tavrı bizde görüntüleri kurtarma mücadelesine dönüştü.
Görüntüyü kurtarma çabası bir çeşit ‘ikircikli modernlik tipidir’ aslında. Dini görünmez kılabildiğin oranda hayatın akışının sekülerleştirildiği, insanın daha rasyonel ve modern tipolojiye dönüştürüldüğü var sayıldı.
İkircikli modernliğin en bariz tezahürü bayramlarda kendini gösteriri. Ramazan bayramı sekülerleştirilerek şeker bayramına dönüştürülmüş, böylece dini muhtevasından kurtarılarak Eliade’nin kavramsallaştırdığı şekliyle ilkel dinlerdeki “rüya zamanları”na indirgendiği var sayılmıştır. Tıpkı Hıristiyani anlamından soyutlanan Noel’in yılbaşına dönüştürülmesi gibi. DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on November 10, 2011
Bir heyecan olarak “Arap Baharı”
Her özgürlük hareketi heyecan uyandırır. Her haklı mücadele vicdanlarda yerini bulur. Kazanılmayan özgürlük mücadelesi de hemen hemen yoktur.
Ortadoğu’da milyonlar ayaklanırken salt toplumsal olgu olarak bile heyecan duymamak mümkün değil. Son yüzyıllık Ortadoğu tarihi savaşlar, işgaller, sürgünler, yıkımlar ve altüst oluşlar tarihi… İmparatorluğun parçalanması yüzlerce yıllık dengenin de altüst olması anlamına geldi. Avrupa sömürgeliğinden kurtulmaya fırsat bulmadan yerli despotların pençesine düştü. Bu toprağın sam yeli gibi verimini, bereketini kavuran ruhuna aykırı ideolojiler fırtınasına yakalandı yahut tiranlıkların karabasan gibi ufku, umudu tüketen heyulasının altında ezildi. Baskılar, zindanlar öz yurdunda parya haline getirdi… DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on November 3, 2011
Küresel marka olarak ‘kültürel İslam’
Arap Baharı üç ülkede belli bir mecraya doğru ilerleyecek gibi görünüyor. Tunus, Libya ve Mısır seçim sürecine girerek ‘postdiktatörlük dönemi’ni şekillendirecek adımlar atıyor. Suriye, Yemen de ise belirsizlik devam ederken gittikçe daha çok kan akmaya başladı. ‘Apolitk devrimler’ olarak nitelendirdiğim süreç siyasal modellerini ortaya koymaya başladıkça bu tanımlama daha da anlamlı hale geldiğini düşünüyorum. DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on November 1, 2011