Reklam “özgürlüğü yaşatır” mı?
Hikaye malum: Günün birinde dünyaca ünlü bir otomobil markası, sponsorluk anlaşması yaptığı bir yarışçının televizyon programında yanına aldığı konuk yüzünden anlaşmayı iptal eder. Zira yanındaki “erkek” konuğun kıyafeti, tavrı, imajını bozmaktadır. Sakalıyla ima ettiği inanç ve dünya görüşü nedeniyle dünya kapitalizminin en önemli markasının imajını zedelemektedir. DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on December 29, 2011
Kudüs’ün giriş kapısı
Şehirlerin ruhu biraz da isimlerinde saklıdır.
Şehirlerin ismi şehrin hafızasıdır, kimliğinin şifreleridir.
Tarih boyunca geçirdiği dönüşümlerle birlikte isimler de dönüşür. Şehrin ismi ne kadar dönüşürse dönüşsün şehrin tarihindeki sürekliliği yansıtır bir şekilde. Şehrin ruhu isminde kodlanmıştır bir bakıma. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on December 27, 2011
Bir Amerikan rüyası olarak Irak
Her şey “Amerikan rüyası”nın Ortadoğu versiyonu gibiydi. Irak’ta atom bombasının izine rastlanamamıştı ama Halepçe’de kimyasal silahlarla katledilen Kürtlerin, Basra’daki bataklılarda boğulan Arapların, Kerkük’te teker teker avlanan Türkmenlerin öcü alınmıştı nasıl olsa. Üstüne üstlük ısmarlama da olsa bir demokrasi gömleği giydirilmiş… Şiilerin, Kürtlerin siyasal hakları iade edilmiş, hatta her birine de facto birer devlet bile hediye edilmişti. Devlet birimleri ve diplomatik temsilciler Bağdat’ın içinde beton duvarlarla çevrili alana hapsolmuş, ayrı bir ülke görünümünde olsa da asayiş berkemâldi. “Gölgelerin gücü” adına yapılan terör nerdeyse durma noktasına gelmişti. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on December 22, 2011
Sanal olan her şey katılaşıyor!
Arap devrimleri daha çok sosyal medya devrimi olarak algılandı. Bir tür iletişim devriminin tetiklediği devrim olarak takdim edildi. “İletişim devrimi” efsanesi Batıda tartışıladursun Ortadoğu’da bu sosyal medya devrimi yaşanmıştı ve gücü nerdeyse şehir efsanesine dönüşmüştü. Batıda iletişim devriminin etik ve sosyal boyutları akademik ve entelektüel düzeyde tartışılırken Ortadoğu adeta çağ atlatılmış, kendi içinde etik, siyaset ilişkisi gibi tartışmalardan azade tutularak devrimci bir işlev yüklenerek alkışlanmıştı. Belki Marshall McLuhan gerilerde kalmıştı ama mesela seksenli yıllarda Michael Traber’in The Myth of the Information Revolution kitabında konunun etik ve sosyal boyutu masaya yatırılmıştı. Son zamanlarda “Mass media” düzeyinde yapılan araştırmalar “sosyal medya” halini alacak ve devrimci bir misyon yükle/n/mekte hiç sakınca görülmeyecekti. DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on December 20, 2011
Tarihin sonu yahut apolitik devrim
Mağrip’ten Nil vadisine uzanan Arap isyanlarını anlamlandırmak sloganlara sığmayacak kadar önemli. “Arap Baharı”nın ya da “Arap uyanışı”nın muhtemel sonuçları üzerine konuşmak, nedenleri üzerine fikir yürütmek kadar kolay değil. Ne de olsa siyasal ve toplumsal hareketlilik yaşanıyor ve üzerinde tahmin yürüterek bu olaylar şurada duracak demek her zaman mümkün olmayabilir. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on December 15, 2011
Avrupa (Birliği) miti çöküyor mu?
Avrupa Birliği kuruluşundan bu yana en büyük sarsıntıyı yaşıyor. Muhtemelen bu kırılma ile ortaya çıkan ayrışma daha da derinleşecektir. Görünen o ki en azından Avrupa Birliği bundan böyle Britanya’sız yoluna devam edeceği reel bir yapıya evriliyor. Avrupa Birliği’nden ilk kopanın neden Britanya olduğu sorusunun cevabı, Birliğe üç büyüklerden en son katılanın neden Britanya olduğuna verilecek cevapta saklı. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on December 13, 2011
Putinizm yahut Rusya’yı evcilleştirmek
Bütün dikkatler Ortadoğu’ya kilitlenmişken Rusya’da önemli bir seçim yap?ld?. K?sa vadede Rus siyasetini alt üst edecek olmasa da seçim sonuçlar? Putin’in istediği gibi ç?kmad?. Putinizm için sonun başlang?c? olarak yorumlanan sonuçlar?n en dramatik sonucu, Birleşik Rusya Partisi’nin üçte ikilik çoğunluğu kaybetmiş olmas?. Bu durumda Putin’in siyasi projelerini istediği gibi gerçekleştiremeyeceği bir yana Komünistlerin de hat?r? say?l?r oy almas? hoşnutsuzluğun artt?ğ?n? gösteriyor. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on December 8, 2011
Her gece ay damlar Dicle’ye
Kalabalığı ve uğultusunu içerde bırakıp dışarı çıktığımda çöl serinliğinin keskinliğini hissettim. Onlarca konuğun gürültülü neşeleri Bağdat gerçeğiyle pek tezat duruyordu. Kimsenin bu gecenin keyfini kaçırmaya niyeti de yok gibiydi. Bu Lübnan lokantasının cadde girişi ne kadar tedirginlik vericiyse Dicle üstüne sarkan yalnızlık o denli sessiz, tenha ve terk edilmişliği yansıtıyordu. Dışarıda zırhlı araçlar, pürsilah askerler, eskortların yanıp sönen ışıkları…içerde Ortadoğunun her bir köşesinden, Avrupa’dan gelen konukların gültücü şenliği.. daha da dışarıda kendi halinde insanlar;yüzlerce yıllık bir iklimden bugüne düşmüş geçmişin sükunlu çehrelerinden birer akis sanki. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on December 6, 2011
Bağdat travması
Bağdat-Irak parlamentosunun hemen yanı başındaki otelde Irak’ta yaşanan değişim tecrübesi tartışılıyor. Tunus, Rusya, İran, İngiltere, Mısır, Moritanya, Azerbaycan, Norveç gibi ülkelerden gelen akademisyen ve analistlerden oluşan katılımcılar Irak tecrübesini konuşuyor. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on December 1, 2011