Dünyanın kitapçıları
İçine hiç girmediğim, muhtemelen sattığı kitapların hiç birinden tek kelime de anlamayacağım bir kitapçı hafızamda bütün canlılığıyla duruyor. Muhtemelen o kitapçıdaki kitapların hepsinin yahut büyük çoğunluğunun tercümelerini okumuş olmama rağmen dünyada bunca gördüğüm kitapçı içinde bunun hafızamda canlı kalması, herhalde sadece çok yakın bir zaman içinde görmüş olmamdan değil. DEVAMI>>>…
Posted under Kültür
Yazanemreakif on June 29, 2013
‘Tuhaf zamanlar’da yaşamak
‘Tuhaf zamanlar’da yaşıyoruz… Geçenlerde ölen ünlü Marksist tarihçi Eric Hobsbawm’ın otobiyografisinin başlığı… İki dünya savaşı görmüş, İngiliz Komünist Partisi’nde üst görevlerde bulunmuş, ‘Daha 1950’lerde komünizm benim için bitmişti’ demesine rağmen sonuna kadar partisine sadık kalmış bir tarihçi. Gerçekten tuhaf zamanlarda yaşamıştı. Bir düşünürün kendini anlamlandırdığı davasına olan inancını yitirdiği ama davasının partisine sadık kaldığı tuhaf zamanlar… DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on June 27, 2013
Her devrin düşünürü
Her devrin adamı değil onlar, her devrin düşünürü… Her durumda haklı olan, her şart altında olması gerekeni söyleyen, uyaran, yön gösteren, aydınlatan, irşat eden ortaçağ rahiplerinin misyonlarını yüklenmişlerdir. Her duruma uygun, geçerli, soyut, kapsayıcı, evrensel ilkeleri vardır. Din, ırk, coğrafya, toplumsal, kültürel çeşitliliklerin ne derecede farklılaşmış olması onların söyleminde bir zafiyet oluşturmaz. Her sorunu çözecek, her duruma uyabilecek çözüm anahtarları vardır ellerinde… DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on June 25, 2013
Gündemi hatırlayan var mı?
Hayattan kopuk bir düşünüş tarzı hakikati perdeler. Güncele takılıp kalan hiçbir düşüncenin yarınlara söyleyecek sözü olamaz.
Gündem yoğun ve bu ülkeye aidiyet duygusu duyan herkesin vicdanını kanatacak acımasızlıklar, yargılar, hakaretler, kamplaşmalar yaşanıyor. Hiç kimse olup bitenleri uzaktan seyretme, ilgisiz kalma lüksüne sahip değil. Her on yılda bir askeri müdahaleleri, acılı altüst oluşları yaşamış olan bu ülkenin insanları, kimlerin masum düşünceleri bile suiistimal ederek siyasal projeleri uğruna nasıl kullanabileceğini çok iyi biliyor. DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on June 22, 2013
Bir ‘rapor’un düşündürdükleri
Yaşadıklarımız bu memleketin ‘akıl tutulması’na şahit olduğu anlardan birine işaret ediyor. Herkesin kendince haklı olduğu, kimsenin kimseyi dinlemeye, anlamaya niyetinin olmadığı anlar… Akıl tutulmasının en belirgin vasfı her şeyden önce hakikatin ortadan kalkmasıdır. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on June 20, 2013
Savrulmadan ‘savunmak’
Türkiye’de son on yıldır, tepede yaşanan hesaplaşmayı ayrı tutacak olursak, toplumsal olarak ‘sükûnetli’ bir dönem sürdüğü söylenebilir. Kemalist elitler güç ve zemin kaybettikçe farklı kesimlerden kitleler Ak Parti’ye ya destek verdi ya da muhalefetini geri çekti. Biyolojik ömrünü tamamlamış, Cumhuriyet elitlerinin dayandığı statüko etkinliğini kaybetmesine karşın toplumsal bir muhalefet oluşturamadı. Bunun nedeni, siyasal desteklerini yitirmelerinden çok uygulanmakta olan mevcut neoliberal politikalara, küreselleşmeye uyum stratejilerine temelden itiraz edecek bir fikirden mahrum olmalarıydı. Kendilerinin gerçekleştirmek istedikleri birtakım politikaların, başarıların yıllardır yok saydıkları zümrelerce gerçekleştirilmiş olmasına içerlediler. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on June 18, 2013
Avrupa’da üç minare
‘Avrupalılar’ diyordu İsviçreli akademisyen, ‘ülkelerinde bir minare gördüklerinde bunu İslam’ın zaferinin ilanı olarak algılıyor’. Bunca hoşgörü ve çoğulculuğun bam teli haline gelen Müslüman varlığından daha önemli hale gelen sembollerin algılanış biçimi, yasaklar için masum, meşru bir gerekçe olabilir mi?
‘Yoksa İsviçreliler barışsever millettir, Müslümanlara karşı bir nefretleri olamaz’ savunmasına bir de öneri getirecekti: ‘Belki de Avrupa’ya özgü bir cami mimarisi geliştirmek gerekir.’ Bu teklifin sadece minaresi olmayan bir cami anlamına geldiğini Köln Camii’nin hikayesini dinlediğimde kavrayacaktım. DEVAMI>>>…
Posted under Kültür
Yazanemreakif on June 15, 2013
Toplumu güçlendirmek lazım
Hiçbir toplumsal talep ve buna bağlı hareket siyasetten azade olamaz. Hayatın kendisi de bizatihi siyasetin (politikanın değil) bir parçasıdır. Yaklaşık iki haftadır yaşadıklarımız ne siyasetten arındırılmış toplumsal hareketlerdir ne de siyasetin manipüle ettiği güdümlü yığınlardan ibarettir. Sivil talepler de geniş anlamıyla siyasetin parçasıdır. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on June 13, 2013
Özgür meydan, fundamentalist sokak!
Gezi eylemleri ve sonuçları pek çok tartışmayı başlattığı gibi yerleşik kimi kalıpları da sarstı. Muhtemelen siyasete, topluma, bireyi nasıl anlamlandırılması gerektiğine dair Batılılaşma maceramızdan beri yapılan tartışmalar yeniden gündeme gelecek. Bir farkla ki, salt teorik tartışmalardan ibaret kalmayacağı için ortaya konan pratik bağlamında siyaset ve toplum yeniden ele alınacak gibi görünüyor. Burada daha önceki tartışmalardan farklı olarak şehir, mimari, siyaset, toplumsal katılım gibi yeni boyutlar da devreye giriyor. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on June 11, 2013
Taksim dolarken ‘anlamın boşalması
Gezi Parkı olayları tuhaf ayrışmaları, ittifaklarıyla beraber yeni bir toplumsal okuma, siyasal tavır geliştirmeyi zorunlu kılıyor. Bir yanda kimliklerin iç içe geçtiği kimliksiz, ideolojisiz görüntüsü veren kitle, aynı zamanda hayat tarzı siyaseti üzerinden son derece ideolojik, dayatmacı bir karakter arz ediyor. Üstelik bu dipten gelen dayatma, ‘yaşam tarzı’na müdahaleye itiraz ettikleri sınırda başlıyor. DEVAMI>>>…
Posted under Siyaset
Yazanemreakif on June 8, 2013