ISIL’s sociology
I should state this from the beginning; this article is not the examination of Salafism or another superstitious, practical sect in terms of theology. Within the frame of the Koran and Sunnah, a Muslim can adapt to different comments and opinions. In this context, it’s self-evident that there is a right to choose within Islamic understandings. DEVAMI>>>…
Posted under English
Yazanemreakif on August 14, 2014
IŞİD’in sosyolojisi
Baştan belirtmeliyim; bu yazı ilahiyat açısından bir Selefilik ya da başka bir itikadî, amelî mezhebin incelemesi değildir. Kur’an ve Sünnet çerçevesinde ve kaydıyla bir Müslüman farklı yorumlara, içtihatlara uyabilir. Bu çerçevede İslami anlayışlar içinde tercih hakkının olduğu izahtan varestedir. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on August 14, 2014
Sociology of the elections
In these lands, the public had chosen its President for the first time. Both Tayyip Erdogan’s and his competitors’ profiles clearly show the direction of the public’s choice. Due to these reasons, the status quo, which we call the established order, was making decisions on behalf of the public, thinking that critical offices, laws and establishments are serious matters that cannot be left to the public’s control. DEVAMI>>>…
Posted under English
Yazanemreakif on August 12, 2014
Seçimin sosyolojisi
Bu topraklarda halk ilk kez bir cumhurbaşkanını seçti. Hem Tayyip Erdoğan’ın hem de ona rakip olarak gösterilenlerin profili halkın tercihinin yönünü gösteriyor. Bu nedenledir ki müesses nizam dediğimiz statüko kritik makamların, yasaların, kurumların halka bırakılmayacak kadar ciddi konular olduğunu düşünerek halk adına karar veriyordu. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on August 12, 2014
The victor of the election
Not possibly, but certainly the result of the presidential election is already apparent. The candidates, the campaign that had been carried out and the language that had been used were the announcement of where the center of Turkey was moving towards and how it will be designed from now on. The competition was only about who was going to conduct this new period –the answer of which is thoroughly obvious now. DEVAMI>>>…
Posted under English
Yazanemreakif on August 9, 2014
Seçimin galibi
Yarın yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin muhtemel değil, kesin sonucu şimdiden belli. Adaylar, yürütülen kampanya ve kullanılan dil Türkiye’de merkezin nereye kaydığı, bundan böyle nasıl dizayn edileceğinin ilanıydı. Yarış sadece bu yeni dönemin kimle yürütüleceğine ilişkindi –ki, kim olacak sorusunun cevabı da artık iyiden iyiye belli. DEVAMI>>>…
Posted under Siyaset
Yazanemreakif on August 9, 2014
Turkey in pincers of sentiments and thoughts
The centennial commemoration of ‘World War I’ (Harb-i Umumi) began on a hot summer day: July 28, 1914. Compared to WW2 from the view of its relatively more destructive aspect of human damage, WW1 impacted our geography and Islamic world from the heart. Although we were the biggest victims of WW1 and its political, economic and cultural impacts are still continuing, we are feeling that we don’t pay it attention – any attention. As if it is an intention to forget such a tremendous devastation and to read it through the perspective of Europeans which illustrates our mental trauma. DEVAMI>>>…
Posted under English
Yazanemreakif on August 7, 2014
Hissiyat-fikriyat kıskacında Türkiye
Bu yıl yüzüncü sene-i devriyesi yaşanan ‘Harb-i Umumi’, yani Birinci Cihan Harbi sıcak bir yaz günü başlamıştı: 28 Temmuz 1914. Daha büyük yıkımlara, insan kaybına mâl olan İkinci Dünya Savaşı’ndan çok Birinci Dünya Savaşı bizi, bizim coğrafyamızı, İslam alemini birince elden etkileyecekti. Birinci Dünya Savaşı’nın en büyük mağduru olmamıza ve bu savaşın siyasi, ekonomik, kültürel etkilerini hala yaşıyor, hissediyor olmamıza rağmen nedense üzerinde pek durulmaz. Böylesine büyük altüst oluşun adeta unutulmak istenmesi, hep Avrupalılar üzerinden okunması bile bizdeki zihinsel travma etkisine bir örnek olabilir. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on August 7, 2014
Stone and Soul or Sinan
While I was wandering on the lane curving between the stone houses, I raised my head to a repeating, rhythmic sound. The sound, which was obviously human-made, wasn’t a melody, but it wasn’t a metallic din either. As I paid more attention, I caught the inner voice, the melody of the sound. DEVAMI>>>…
Posted under English
Yazanemreakif on August 2, 2014
Taş ve ruh yahut Sinan
Taş evlerin arasında kıvrılan dar sokaklarda dolaşırken belli bir ritimle tekrarlanan sesle başımı yukarıya kaldırdım. İnsan elinden çıktığı belli olan ritmik ses melodi değildi ama metalik bir soğuklukta da değildi. Biraz daha dikkat kesilince ritmin iç sesini, melodisini yakaladım. İşte her biri bir ustalık eseri, taş işçiliğin özenle bina ettiği taş evlerden birinin damında bir taş ustası taşa şekil veriyordu. Önünde yöreye özgü işlenmeyi bekleyen taşlar… Yere, daha doğrusu üst sokakla aynı seviyedeki dama oturmuş, uzunca bir taş parçasını bir eliyle belli bir açıda tutuyor, diğer elindeki aletle kendine özgü ritimle taşı yontuyordu. Adeta taşı üzmek istemeyen tatlı sert darbeler… Birden başka bir perspektifi keşfedecektim. Taş ustası büyük bir itina ile adeta taşla konuşur gibi ona şekil verirken geri planda tüm ufku dolduran Erciyes yükseliyordu. Arada bunca mesafeye rağmen Erciyes’in muhteşem görüntüsü altında (gölgesi altında mı demeli) taşa şekil veren taş ustası… DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on August 2, 2014