Gazze İsrail’i normalleştiremez
İsrail’le yeniden ilişkilerin düzeltilmesi mevzuu, iç siyasetin yükselen ateşi karşısında yeterince gündeme gelmedi. Henüz resmi bir anlaşma olmasa da belli ki kapalı kapılar ardında görüşmeler devam ediyor. Muhtemelen her iki tarafın da pazarlık masasında elindeki kozları kullandığını çeşitli yollardan kamuoyuna sızdırılan haberlerden anlaşılıyor.
Türkiye’nin İsrail’e karşı kullandığı dil bağlamında, bunu dış politik ve iç politik argüman olarak devreye soktuğu hatırlanacak olursa birden söylem değişikliği zor olacak. Zira söylem çıtası o kadar yüksek tutuldu ki, İsrail’den sürekli dayak yiyen Arap dünyası bu söylem karşısında bir tür ezilmişlik psikolojisini atmaya başladı ve hatta rövanşın alınacağı havasına bile girdi. İsrail karşısında hep yenilmiş, siyaseten ezik liderlerine kıyasla Türkiye’den yükseltilen sesin bir tür moral dopingi olduğu aşikar.
Yazanemreakif on May 12, 2016
Dostluk, düşman gözüyle bakabilmektir
Küresel sorunların yerelleştiği, en yerel ayrıntının küresel çapta boy gösterebildiği bir dünyadayız. Yaşamakta olduğumuz her sorun aynı zamanda ya küresel bir etkileşimin sonucudur ya da etkilemeye adaydır. Buna rağmen yaşadığımız ülkenin, coğrafyanın, kültürün muhatap olduğu şartlar eninde sonunda buranın birikiminin, hafızasının mekân ve zaaflarını taşır.
Yaşamakta olduğumuz çok yönlü sorunları aşabilmek, tevarüs ettiğimiz zaaflara karşı tarihi bir tecrübe ile geliştirdiğimiz çözümlerde aramak gerekecek. Bunun sonucunu sadece politik alanda üretilen pratiklerden ziyade devraldığımız ahlaki ilkeler belirleyecektir büyük ölçüde. Bu coğrafyanın siyaset kültürünü belirleyen sadece güç ilişkisi olmadığı gibi Müslümanların güç ve iktidar karşısındaki durumlarını yani yeryüzünde işgal ettiği yeri anlamlı kılan sahip oldukları değerleridir. Bu değerlerin bize yüklediği anlam bir temenni olmaktan öte ahlak, vicdan ve adalet duygusu olarak bu toprağın ruhuna işleyen mana olsa gerek. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on May 10, 2016
Dünya Bülteni’ne veda
Dünya Bülteni, Türkiye’nin ve bölgenin en çalkantılı günlerinde yayın yapmaya başladı. Son sekiz yıllık süre zarfında, Dünya Bülteni’nde genel yayın yönetmenliğini sürdürürken, ne kadar hassas bir dönemden geçtiğimizi daha çok hissettim. Aynı zamanda sitenin İngilizce yüzü olan World Bulletin ile Arap alemine seslenen al Akhbar’ul Alem sitelerini de yönetirken, olanlara, olaylara evrensel bakış açısını, ilkesel duruşu yansıtmaya çalıştık.
Bu kadar çok yönlü ve uzun soluklu yayın temposunu yürütmenin zorlukları kadar, adeta küresel bir yayın yapmanın hazzını da duyduğumu belirtmeliyim. Bunu gerçekleştirirken, yazı işlerindeki editör arkadaşlarıma, dünyanın çeşitli bölgelerinden analiz göndererek, haberciliğe haber analiz tarzını kazandıran yorumcularımıza, entelektüel derinlikleriyle fikir ufkumuzu açan yazarlarımıza, dosya ve röportajlarıyla bize zenginlik katan arkadaşlarıma teşekkür etmeyi borç biliyorum.
Ve, bu dünyadaki her yolculuk gibi Dünya Bülteni’ndeki işgal ettiğim genel yayın yönetmenliği görevim sona ermiş bulunuyor.
Herkese Allahaısmarladık.
Yazanemreakif on May 9, 2016