Müslümanların perişan hali?
Müslümanların perişan hali… Hac yahut umre yapan Müslümanların izlenimlerini anlatırken giriş cümlesidir. Kargaşa, cehalet, çevre temizliğine uymamaları bir dizi “perişanlık manzarası”na dair hikayeleri dinlemeyen yoktur. Müslümanların perişan hali denilecek gerçekliğimizle Hac’da karşılaşılan durumun perişanlık olduğundan çok da emin değilim. Bizim gibi giyinmeyen, ikili ilişkilerde davranış modelleri bizden farklı olan dolayısıyla bunun toplumsal yansımasının da devasa ölçekte büyümüş şekli olduğunu genelde gözden kaçırırız. Milyonların belli bir zamanda belli bir mekanda buluşup topluca ibadet etmeleri bunu geniş bir coğrafyada ve belli zaman diliminde gerçekleştirmek zorunda olmalarının ortaya çıkardığı görüntüyü perişanlık olarak tanımlıyor olmayalım.
Farklı mezheplerin namaz şeklini bile yadırgayan genel “Müslümanlık kültürü”den habersiz kendimi dünyanın ve de Müslümanlığımın merkezine koymanın ortaya çıkardığı bir yanılsama olmasın bu perişanlık hikayesi?
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on September 6, 2016
Bir modern zaman menkıbesi
Her renk ve dilden Mekke’ye doğru akan insan. Her geçen gün artıyor. Bu artışı Kabe’de adeta her saat daha fazla yaşanan yoğunluktan hissetmek mümkün. Bunca kalabalığın insani ihtiyaçlarıyla berber manevi bir yolculuk için ev sahipliği yapmanın ne anlama geldiğini herkes yaşayarak öğreniyor. Kendini, çevresini, diğer Müslümanları, nefsini, zaaflarını, insanın büyük sürgününden itibaren yaratıcısıyla kurduğu irtibatın tüm sembolleri, tüm anlam katları burası…
Kabe’ye ilk gittiğim yıl üniversiteyi henüz bitirmiştim. Ramazan olmasına rağmen şimdiyle karşılaştırdığımda tenha denilecek kadar kolaydı tavaf. Mesela bugünden aklıma kalan en çarpıcı sahne; Kabe’nin örtüsüne tutunmuş gözyaşları ile dua eden Müslümanlar… Uçsuz bucaksız gözyaşı sağanağı gibi gelmişti. Ağlayan gözlere gıpta etmiştim. Yaşarmayan gözlerin, ürpermeyen kalplerin çağında gözyaşı dökebilmek çok sarsıcıydı…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on September 1, 2016