Bir algı operasyonu olarak İslamcılık / siyasal İslam
Hatırlarsanız yakın dönemde daha çok kayıkçı kavgasına benzeyen bir ‘Ä°slamcılık’ tartışması yaÅŸanmıştı. Bir yanda ‘Ä°slamcılık öldü’ diyenlerle, diÄŸer yanda ölmediÄŸini savunanların bu kavgada birleÅŸtikleri bir husus vardı. Buna göre Ä°slamcılar tüm iddialarından vazgeçerek ya da tüm beklentilerini AKP’ye yükleyerek iktidar olmuÅŸ ve söyleyecek sözleri kalmamıştı. Ä°ktidar onları tarihe gömmüştü. Ä°slamcılığın ölmediÄŸini iddia edenlerden önemli bir kısmı, bu tezi kabul etmekle birlikte varılan sonuca itiraz ediyordu. Ä°slamcılığın AKP’de ete kemiÄŸe büründüğü ama ölmediÄŸi…
Oysa tanımından tasavvuruna, tecrübesinden tarihine kadar hiçbir yönünü anlamaya giriÅŸmeden mahkum edilen bir kavram ve düşünce adına sürdürülen tartışmanın niteliÄŸi ve düzeyine bakılınca kavganın amacı bugünlerde daha iyi anlaşılıyor. Her tür ilkesizliÄŸin mubah sayıldığı siyasal hesaplaÅŸmada, Ak Parti’nin ‘siyasal Ä°slam’ı temsil ettiÄŸi, bundan dolayı ülkeye zarar verdiÄŸi, tüm ‘felaketlerin’ de bu yüzden başımıza geldiÄŸi yönünde bir kampanya yürütülüyor. Öyle ya, AKP’nin muarızları ‘siyasal Ä°slam’a baÅŸtan karşı oldukları için bu kavgayı mubah sayıyorlar.
Bugün yaşanılan kavga İslamcılık/siyasal İslam kavgası değil. Öyle olsaydı, kavganın tarafı olarak ortaya çıkan Cemaat, bunca yıl nasıl olup da baştan karşı olduğu bir siyasal proje ile ortaklık yapabilmişti?
Ayrışmanın temeli gibi gösterilen Ä°slamcılık meselesi, olanca eleÅŸtirilerime raÄŸmen, AKP’yi tutarlı bulduÄŸum konulardan biridir. Sol liberallerden saÄŸ muhafazakarlara kadar iktidar karşısına geçmiÅŸ herkesin iddiasının aksine AKP başından beri hiçbir zaman ‘Ä°slamcı’ olduÄŸunu, siyasal Ä°slam’ı temsil ettiÄŸini beyan etmedi. Ve bu konuda takiye de yapmadı.
Ak Parti’de siyaset yapanların gerek kiÅŸisel dindarlıkları yahut dinle kurdukları iliÅŸki, gerekse bir kısmının geçmiÅŸ siyasal baÄŸlantıları partinin Ä°slamcı bir siyasal akım olarak görülmesine yetmiyor. Türkiye’de siyasal partilerin resmi beyanlarının yanında gerçek kimliklerinin farklı olduÄŸu itirazını duyar gibiyim. Tam da bu noktada Ä°slamcılık, muhafazakâr demokratlık ayrışması sürecinde, bizzat teorisyenlerince bu ayrışmanın teorik zeminini oluÅŸturma baÄŸlamında öne sürülen tezler, bir siyasi parti olarak neden Ä°slamcı olmadığını kanıtlamaya yönelikti.
Bu anlamda AKP söyleminde, iktidar uygulamalarında çeliÅŸki göremiyorum. Zira siyasetçilerin muhafazakâr kimlikleri, dinle kurdukları/kuramadıkları bireysel iliÅŸki ile Ä°slamcılığın siyasete yansımasının, tasavvur ve tasarımının çok farklı ÅŸeyler olduÄŸu hatırlatmakla yetinelim. Bu ayrımın üstünü kapatmak istenen bir algı operasyonu yürütülüyor. Umberto Eco’nun ‘göstergebilimsel gerilla savaşı’ tanımlamasını baÄŸlamından koparan bir çaÄŸrışımla, medya üzerinden siyasal tasavvur ve algı operasyonu gerçekleÅŸiyor. Sadece politik hesaplaÅŸma deÄŸil, kavramlar da bu ilkesizliÄŸin kurbanı yapılıyor.
Ak Parti’nin Ä°slamcılık iddiasının olmadığına bunca uzun iktidar dönemindeki söylem ve uygulamalarının temel parametrelerine bakmak yeterli. Muhafazakar-dindarlık görüntülerini Ä°slamcılık olarak yorumlayan Türk entelijansıyası ile siyasal rekabet uÄŸruna bu gerçeÄŸi karıştıran saÄŸ-muhafazakarlığın akıl tutulması bir yana konu ahlaki ve entelektüel bir sorun haline geldi. Benzer biçimde AKP’nin kimi zaman bu Ä°slamcılık yakıştırmasını resmen olmasa da ÅŸartlar elverdiÄŸinde kabullenmiÅŸ görünmesi de alışılmış baÅŸka türden bir politik kurnazlık olarak okunabilir.
Avrupa BirliÄŸi’ne bir medeniyet projesi olduÄŸu için destek evren bir siyasal hareketin, ülkeyi küresel sisteme entegre eden en son Arap Baharı sürecinde ‘laiklik’ mesajı vermesi örneÄŸi bile siyasal Ä°slam/Ä°slamcılık ithamını da övgüsünü de iptal etmeye yeterli. Muhafazakar kesimlerin dışında kalan entelijansiyanın bu renk körlüğünü anlamak mümkün, ancak siyasi öfkeyle hem gerçeÄŸi ters çevirmek hem de bunu bir ihbar ve siyasal ÅŸantaj unsuru haline getirmenin anlaşılır bir tarafı yok.
Her ÅŸeyi yerli yerine oturtmak gerekiyor. Bir taraftan siyaseten mahkum etmenin argümanı olarak öne sürülen Ä°slamcılık yakıştırması varken diÄŸer tarafta buna yapılacak itirazı da hakaret gibi algılamaya müsait kavga ortamı oluÅŸtu. En önemlisi gerçeÄŸin iptal edildiÄŸi hakikat duygusunun kalmadığı, bir akıl tutulması yaÅŸanıyor. AKP’nin Ä°slamcı olmaması bir itham deÄŸil bir siyaset tarzının doÄŸru okuması, tanımlanması yönünde bir ilk tespit olabilir. AKP’yi Ä°slamcı olduÄŸu iddiası ile mahkum etmeye çalışmak ise Müslümanlığın bu ülkede gelecek ufku ile ilgili ciddi bir sorumluluktur.
Ýlgili YazýlarDüşünce, Siyaset
Editör emreakif on March 6, 2014