Her renk ve dilden Mekke’ye doÄŸru akan insan. Her geçen gün artıyor. Bu artışı Kabe’de adeta her saat daha fazla yaÅŸanan yoÄŸunluktan hissetmek mümkün. Bunca kalabalığın insani ihtiyaçlarıyla berber manevi bir yolculuk için ev sahipliÄŸi yapmanın ne anlama geldiÄŸini herkes yaÅŸayarak öğreniyor. Kendini, çevresini, diÄŸer Müslümanları, nefsini, zaaflarını, insanın büyük sürgününden itibaren yaratıcısıyla kurduÄŸu irtibatın tüm sembolleri, tüm anlam katları burası…

Kabe’ye ilk gittiÄŸim yıl üniversiteyi henüz bitirmiÅŸtim. Ramazan olmasına raÄŸmen ÅŸimdiyle karşılaÅŸtırdığımda tenha denilecek kadar kolaydı tavaf. Mesela bugünden aklıma kalan en çarpıcı sahne; Kabe’nin örtüsüne tutunmuÅŸ gözyaÅŸları ile dua eden Müslümanlar… Uçsuz bucaksız gözyaşı saÄŸanağı gibi gelmiÅŸti. AÄŸlayan gözlere gıpta etmiÅŸtim. YaÅŸarmayan gözlerin, ürpermeyen kalplerin çağında gözyaşı dökebilmek çok sarsıcıydı…

Çok uzun zaman sonra iki yıl önceki ziyaretimde her ÅŸeyin yani içinde bizim de yaÅŸadığımız dönemin hızla nasıl da deÄŸiÅŸtiÄŸini görmek sarsıcıydı. YaÅŸadığımız benzer deÄŸiÅŸimlerin özetini ve en yoÄŸunlaÅŸmış olarak hem de en çeliÅŸik yanıyla tecrübe etmek… Suud yönetiminin uygulamaları deÄŸiÅŸmiÅŸti. Pek çok yasak kaldırılmıştı. Kabe’nin içinde fotoÄŸraf çekmenin yasak olduÄŸu dönemden tavaf esnasında canlı telefon baÄŸlantısı yapılmasına gelinmiÅŸti. Herkes kendini Kabe’de daha doÄŸrusu kendini merkeze alarak Kabe’yi resimliyordu.

Medyatik çağın görünür olma kaygısı pek çok metafizik kaygıların önüne geçmişti. İki farklı döneme ait çelişkiyi uzun zaman aralığında gözlemlemek değişim denilen heyulanın neleri alıp götürdüğü ile birlikte işaret ettiği yer bakımından çarpıcı gelecektir.
İster Umre isterse Hacc için gelenlerin gördükleri insan manzarası karşısında değiştiğini bir tür sükut-ı hayal yaşadıklarını, bunu destekleyecek bol miktarda uygulamaya şahit olduklarını az çok biliriz.

Farklı geleneklerin, kültürlerin, iklimlerin beslediÄŸi alışkanlıkların biri için normal diÄŸeri için dehÅŸet ifade ettiÄŸi milyonlar… Bir yanda Müslümanların ‘havass’ının eksikliÄŸi hatta yokluÄŸu diÄŸer tarafta bir ümmet olarak bunca ortak noktaya ortak bilince raÄŸmen periÅŸanlık sergisi… Åžikayet edilecek ne çok ÅŸey var.

Hepsini geçelim. Ya da geçmeyelim bir an durup tek tek muhasebesini yapalım.
Kabe’nin etrafında binler dönüyor. Her renk ve kıyafette, her yaÅŸta insan seli akıyor. Dudaklarda bitimsiz kıpırdayışlar…
Tavaf halkasının kıyısında oturan anne ve babasına birer bardak zemzem getiren Hindli bir genç yaklaşıp bardağı uzatacakken tavafın dış halkasında kucağında dudakları kurumuÅŸ bebeÄŸi ile tavaf eden bir Afrikalı kadın suyu görüp teklifsizce zemzeme elini uzattı. Genç hiç tereddütsüz annesi için getirdiÄŸi bardağı kadına uzattı. Kadın yavrusuna zemzem içirdi. Kalanı da kendi içti. Belli belirsiz gencin bilmediÄŸi bir dilden teÅŸekkür ederek kucağında nur topu gibi siyahi yavrusuyla tavafa devam etti. İçimden ‘cenneti satın almak bu olsa gerek’ dedim.

Ýlgili YazýlarDüşünce