











Bu iş, gittikçe sarpa sarıyor. Bu sürecin politik sonuçları ne olursa olsun uzun vadede zihinsel travmaları daha derin olacak.
Yalıtılmış bürolardan çıkıp halkın arasına girdikçe, büyük şehirlerin aldatıcı albenisinden sıyrılıp gerçek hayatın nabzının attığı Anadolu’ya, ilişkilerin daha gerçek olduğu ortamlara girdikçe şimdilerde açılan, ilerde daha derinleşme ihtimali olan yaranın sızısı daha bir hissediliyor… DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on April 15, 2014
Son Balkan gezim sırasında Balkanlarda tasavvufun, özellikle de tekkenin yeri, anlamı ve etkisi üzerinde yeniden düşünmeyi gerektiren gözlemlerim oldu. Balkan Müslümanlığının tekkelerle ilişkisine dair gözlemler daha çok Bektaşilikle sınırlı bir bilgi eksikliğinin izlerini taşır. Tarihsel süreç nasıl işemiş olursa olsun bugün bile Balkanlarda tekkelerin izlerine bakılarak toplumun hafızasında nasıl bir yere sahip olduğu çıkarsanabilir. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on April 12, 2014
Farkında mısınız; gündem hala ne kadar kışkırtıcı. 17 Aralık operasyonu başladığında, seçimlere kadar memleket bu gerilimi kaldıramaz diye düşünmüştük. Oysa üç ayı aşkın süre hem sosyal hem siyasal anlamda, neredeyse kesintisiz biçimde aktörleri, muhatapları, muhtevası bakımından her türlü ezberi bozan bir gerilim yaşandı. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on April 10, 2014
Bu ülkede kültürel olarak kendi kendimizi sömürgeleştirmeyi başarmış(!) olduğumuz için hemen her alanda kavram kargaşası yaşanır. Kavramların yerli yerine oturmadığı bir vasatta her türlü hakikat karartılabilir, sahte oluşlar gerçek namına alkışlanır… DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on April 8, 2014
Son seçimlerin uzun vadede siyasi yelpazeyi etkileyecek en önemli sonuçlarından biri MHP ile CHP arasındaki ilişkidir. İki parti arasında kurulan bu ilişkinin siyasal ve sosyolojik neticesi ya da bu iki partiyi birbirine yaklaştıran sosyolojik ve ideolojik yapı benzerliği, ‘camia’nın CHP’ye verdiği destekten daha kalıcı bir etkiye sahiptir. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on April 3, 2014
Son seçimler üzerine söylenmedik söz kalmamıştır herhâlde. Yapılacak her analiz bir başkasının bir şekilde tekrarı. Bu kadar gazete, bu kadar yazar ve bir o kadar da görsel medyada arzı endam eden konuşmacıların söylemediği, eksik bıraktığı ne olabilir? Ama, yine, eksiklik duygusu gittikçe büyüyecek; bu duygunun büyümesini gerektirecek tıkız bir düşünce ortamı var çünkü. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on April 1, 2014
Tuhaf bir seçim atmosferinin sonuna geldik. Ama bu tuhaflık kısa sürede sona erecek gibi görünmüyor.
Gündemde şu ve bu şekilde olmalarına rağmen bu seçimlerde ilk kez Müslümanlar seçimin öznesi durumunda görülüyor. Hangi siyasal görüşten ve inançtan olursa olsun seçimin ve siyasetin öznesi, gündemin ana konusu -tırnak içinde- Müslümanlar… Hatta Müslümanlığını fark etmeden farklı siyasi partilere oy veren Müslüman seçmen de ‘Müslümanları’ gözeterek, Müslümanlığın gündeme getiriliş tarzı üzerinden Müslümanları konuşuyor, tercih yapıyor. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on March 29, 2014
Günlük kullanımda siyasetle politikayı birbirinden ayıran bir anlayış vardır. Özellikle Müslüman dünya görüşüne sahip olanlar açısından sekülerlik-siyaset arasındaki çelişkiyi formüle etmede teorik arkaplanı olan bir tasnif. Benimsenen ilkeler dahilinde yapılan cari siyaset, politika; ama her şeyin bir siyaset üzere olmasının bilinciyle sahip çıkılan siyaset… Bunun daha net açılımı ise ‘üst siyaset’ ile real politik denilen ‘cari siyaset’ arasındaki ayrımda ortaya çıkıyor. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on March 27, 2014
Balkanlar söz konusu olduğunda iki türden oryantalizmden bahsedilebilir; ilki Batı Avrupa’nın Balkanlar’ı (tüm unsurlarıyla beraber) ‘öteki’ olarak görmesi, ikincisi de Osmanlı sonrası gayrimüslim unsurların Müslüman unsurları ötekileştirmesi, küçümsemesi, aşağılaması.
Bu katmanlı oryantalizm, aynı zamanda yeni ulusdevletlerin derin komplekslerini bastırma, büyüklük komplekslerini gizleme işlevi de görür… DEVAMI>>>…
Posted under Dünya, Düşünce, Siyaset
Yazanemreakif on March 18, 2014
Hatırlarsanız yakın dönemde daha çok kayıkçı kavgasına benzeyen bir ‘İslamcılık’ tartışması yaşanmıştı. Bir yanda ‘İslamcılık öldü’ diyenlerle, diğer yanda ölmediğini savunanların bu kavgada birleştikleri bir husus vardı. Buna göre İslamcılar tüm iddialarından vazgeçerek ya da tüm beklentilerini AKP’ye yükleyerek iktidar olmuş ve söyleyecek sözleri kalmamıştı. İktidar onları tarihe gömmüştü. İslamcılığın ölmediğini iddia edenlerden önemli bir kısmı, bu tezi kabul etmekle birlikte varılan sonuca itiraz ediyordu. İslamcılığın AKP’de ete kemiğe büründüğü ama ölmediği… DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on March 6, 2014