











Her kitabın bir yazılış serüveni var. Bunu ancak kitaplaşma sürecinde yazarıyla her bir harf, kelime, cümle arasında kurulan ilişki belirler. Yazarın kitaplaşma sürecinde yaşadığı o müthiş gerilim, coşku, usanç, keşif…. İç içe geçen derin, sessiz, bazen çok sesli bir eylem… DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on January 25, 2014
Kavganın adını doğru koymalı. Yoksa kör döğüşünü andıran bir girdabın içinde sürüklenmemek neredeyse imkansız.
Her şeyden önce, ilkeler adına gibi duran bir güç mücadelesi verildiğini belirtmemiz gerek. Güç mücadelesi verdiğini zannedenlerin gerçek aktör olup olmadıklarını sorgulamamız gerekiyor. Gerçekten kendilerini taraf zannedenler sonucu belirleyecek olanlar mı?
Soruyu başka türlü sormakta yarar var: bu kavgadan kazançlı çıkacak olan kim? DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on January 21, 2014
Şiirlerimiz vardır, destansı şiirler… Şiir gibi dilimizin zirvelerinde dolaşıp bu toprağın bin yıllık özlemlerini, sevdalarını, hicranını, bozgunlarını, yenilmişliklerini, zaferlerini, umutlarını ihanetlerini anlatan şiirler… Ve kan ve çamurdan yoğrulmuş toprağın öfkesini yumuşatan, gönül ehlinin dilinden şiirler bir de. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on January 18, 2014
Sadece dünya meselelerine dair fikri olduğunu düşünen sade vatandaş değil dış politika yazarları, strateji uzmanları, analistlerin sıkça kullandıkları kalıplar vardır. Mesela, enerji alanında ‘Avrupa-Rus mücadelesi’, Ortadoğu’da ‘Amerikan müdahalesiyle oluşan dengeler’, Ukrayna’da Avrupa yanlısı hükümete karşı ‘Rusya’nın oyunu’ vs… Cömertçe kullanılan bu dış bağlantı ve etki faktörüne dayanılarak yapılan analizler pek komploculuk ithamıyla karşılanmaz; üstelik ‘derin analiz’ itibarı bile görebilir. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on January 18, 2014
Siyasette yaşanan büyük kavgaların, kırılmaların toplumsal etkisi katlanarak artar, tabana doğru yayıldıkça. Pratikte ne yazık ki, siyasi hesaplaşmalar, sarsıcı etkisine göre, ya ilkeler dahilinde yapılır yahut ilkeleri altüst eder. Siyasi kodların meşru bir dil kuramadığı ortamlarda önce kavramlar deforme olur; daha sonra ölçüler, ilkeler tasfiye edilir. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on January 16, 2014
İnsanlık tarihinin en uzun ve kanlı yüzyılının sonundayız. Batılıların pek sevdiği sonlu tarih anlayışından farklı bir sonlandırma bu. Bir tür tarihle insanlığı yüzleşmeye çağıran bir yüzyıl sonu ilanı…
İnsanlık tarihinde herhalde sömürü hırsıyla bu kadar kanlı, tahripkar, peş peşe dünya savaşlarının yaşandığı bir zaman dilimi olmamıştı. 1914 yılı, Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle insanlık adına sergilenen vahşetin sahnede görünmeye başladığı dönüm noktası olacaktır. DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce, Kültür, Siyaset
Yazanemreakif on January 14, 2014
İçinden geçtiğimiz, siyasal alana ilişkin gibi görünen krizin günlük hayatımızı etkileyen, muhtemel toplumsal boyutları da var kuşkusuz. Geri dönüp bakıldığında Türkiye siyasal tarihinde yaşanmış krizlerden biri olarak, şiddeti oranında yerini alacak.
Ancak krizin gelip geçici etkisinden çok, ruhumuzda yara açan, bilincimizi körelten, hakikat algımızı karartan, adalet duygumuzu iptal eden kalıcı tesirlerine odaklanmalı. Buna göre sarf edeceğimiz her kelimeyi, kuracağımız her cümleyi seçmek durumundayız. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on January 11, 2014
Hayat kendi başına bir çelişkiyi içerir.
İnsanın ezeli sürgününde ebedi olanı aramaktan mütevellit insana özgü çelişkiler yumağı… Sürgününü hicrete dönüştürenler ancak bu büyük çelişkiyi aşabilir.
İnsan çelişkisi oranında hicret yurdunu sürgün yerine dönüştürür, çelişkilerinden kurtulduğu nispette de sürgünden hicret yurduna avdet etmiş olur. DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on January 7, 2014
Müslümanca duyarlılığı olan kitlelerin, örgütlü yapıların, geleneksel cemaatlerin devletle kurdukları ilişkinin mahiyeti; biraz da devleti nasıl tanımladıklarıyla ve devlete şekil veren ilkeler-ideolojik muhteva karşısındaki tutumlarıyla alakalıdır. Cumhuriyete kadar gelen devlet fikri, daha çok hilafetle bütünleşmeden kaynaklanan bir kutsama, gerektiğinde adanmışlık halidir. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on December 31, 2013
Hamburg Üniversitesi’nin ana giriş kapısına geldiğimde az sonra yapacağım konuşmayla meşguldü zihnim ister istemez. Almanya’da ilk kez, vefatının onuncu yılı vesilesi ile Aliya’nın fikirleri, eylemleri, bilgeliği konuşulacaktı.
Ne var ki konuşma için yerlerimizi aldığımız halde salon henüz dolmamış, başlamak için beş-on dakika beklemek zorunda kalınmıştı. Sebep basitçe polisin pek çok anayolu trafiğe kapatmış olması… Zira sol fraksiyonlar büyük gösteriler düzenlediği için muhtemel şiddet olaylarına karşı tedbir alınmıştı. Polisin bildirdiğine göre şiddet kullanmaktan çekinmeyen binlerce göstericiye karşı tedbir alınmış, hatta altı saat süre ile şehirde olağanüstü hal ilan edilmişti. Bu nedenle konferansa katılmak isteyen pek çok öğrenci üniversiteye yaya olarak ulaşmaya çalışıyordu. Adeta küçük ölçekte bir ‘Gezi’ deneyimi yaşayacaktı Hamburg. DEVAMI>>>…
Posted under Dünya, Düşünce, Siyaset
Yazanemreakif on December 24, 2013