











Türkiye’nin geleceği, kendi başına var olup olmayacağı Müslümanların bu ülkeyle kurdukları ilişkinin mahiyeti ile yakından alakalıdır. Hatta Müslümanların ve Müslümanlığın dahil olmadığı, bir şekilde söz sahibi olmadığı her siyasal, toplumsal tasarım kadük kalmaya mahkumdur. Müslümanlığa söz hakkı verilmeyen her projeyle bu ülke ya kendi kendini sömürgeleştirir ya da küresel sistemin madunu hale gelir. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on December 17, 2013
Bangladeş Cemaat-i İslami (Jamaat-e-Islami) liderlerinden Abdülkadir Molla’nın 42 yıl önceki Pakistan’ın ikiye bölündüğü savaşta karıştığı cinayet suçlamasıyla idam edilmesi yeni bir tartışmayı başlattı. Davanın görüldüğü mahkeme, siyasi ortam ve suçlamalara bakılırsa siyaseten bir linç kampanyasının yürütüldüğü çok açık. Cemaat-i İslami tüm lider kadrolarıyla adeta cinayet şebekesi haline gelmiş, doksanlık isimlere bile idam cezası veriliyor! DEVAMI>>>…
Posted under Dünya, Düşünce, Siyaset
Yazanemreakif on December 14, 2013
İslam dünyasında İslami hareketlerin temel çelişkilerinden biri, özellikle geleneksel anlamda cemaat olmakla modern anlamda siyasal parti olmak arasında yaşanıyor. Bundan bir müddet evvel Pakistan’daki Cemaat-i İslami örneğinden hareketle Mısır-İhvan-siyaset ilişkisinin benzer süreçlerden, sıkıntılardan geçişine değinmiştim. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on December 10, 2013
Londra hala dünyanın en renkli başkentlerinden biridir. Bu şehir pek çokları için hala özgürlüğün başkenti; Afrikalıların, Asyalıların… İngiliz sömürge mirası yönetimlerden bunalanların, yine İngiliz siyasetinin desteklediği despotlardan kaçanların sığınağı. Caddelerinin bir köşesinde toplanıp yağmurda ıslanarak ısrarla ülkelerindeki haksızlığa karşı gösteri yapabildikleri tuhaf çelişkilerin, ayartıcı ve yanıltıcı özgürlüklerin şehri… DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on December 7, 2013
Tarih neyimiz olur? Bu kışkırtıcı sorunun cevabı tarihin değil bugünün ve yarının hükmüne işaret eder.
Tarihi hafızadan yoksun toplumlar, tarihi derinliği olmayan devlet ve gelenekler su üstüne yazı yazmakla meşguldür.
Tarihi niçin okuruz; tarihe neden müracaat ederiz? Geçmişi öğrenmekten çok, geleceği okumak için tarihe başvurmak gerektiğini söyleyebilirim. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on December 3, 2013
İslam ekonomisi tartışmaları tarih olarak hiç de yeni değil. Modern dünyada geçerli ekonomik sistemler karşısında kısaca ‘müslümanca bir hayat, iktisadi faaliyet nasıl yürütülebilir’ sorusuna aranan cevapların toplamı denilebilir. Her ne kadar ekonomi kavramının içeriği ile İslam bir araya gelince sorunlu bir kavramlaştırma ortaya çıkıyor ise de muhteva arayışındaki kaygıları önemserim. Türkiye dışında farklı coğrafyalarda bu konuda belli bir literatür olmuştu ki nasıl olduysa birden bu arayışlar İslami bankacılık yahut faizsiz bankacılık denilen alana kaydı. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on November 26, 2013
Geçen gün yakın dostum Kemal Kahraman, değerli yazar İbrahim Çelik’le beraber bizi Dolmabahçe Sarayı’nı gezdirirken önemli ayrıntıları keşfetmemi sağladı. Saray olanca batılı etkiye rağmen hala geçiş döneminin, geleneğin izlerini de taşıyor. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on November 23, 2013
Dil içimizin aynasıdır.
Dile getirilen şey, dile getiriliş biçiminden ayrı düşünülemez. Hakikat, biraz da hakikatin taşıyıcısına bakılarak değerlendirilir.
Son günlerde siyasal rekabet, iktidar mücadelesi olarak yorumlanacak bir tartışma, daha doğrusu dershaneler konusunda sergilenen iki farklı tavır ciddi bir kamplaşmanın işaretlerini veriyor. Siyasetin bu yönde aldığı söylenen muhtemel bir karar Cemaat’i ve çevresindeki sosyal yapıyı rahatsız etmiş görünüyor. Her iki tarafın da argümanları farklı. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on November 19, 2013
Bugün yaşanmakta olan siyasal dönüşümün şifrelerini çözmenin en emin yöntemlerinden biri de tarafların yakın tarihle kurduğu ilişki biçimini, tarih yorumunu doğru okumaktan geçiyor. Siyasal hengame içinde çoğunlukla fark etmediğimiz husus, devletin yapısal özelliğini çözümlemede güncel olanla geçmişin bu denli çakıştığı tarihi bir kavşakta olduğumuzdur. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on November 14, 2013
Uzun zamandan beri, 1970’lerden itibaren ama özellikle 80’lerden sonra yoğunlaşarak Immanuel Wallerstein, Amerika’nın düşüşü tezini dile getirir. Soğuk savaş döneminin bitmesiyle birlikte Amerika merkezli tek kutuplu düzende, yani ‘tarihin sonu’nun ilan edildiği, bu ülkenin tek küresel aktör haline geldiği dönemde bunu savunmak cesurca idi. Bugünlerde daha çok kişi, en azından Amerika’nın eski gücüne sahip olmadığında hemfikir gibi. DEVAMI>>>…
Posted under Dünya, Düşünce, Siyaset
Yazanemreakif on November 12, 2013