











‘Tuhaf zamanlar’da yaşıyoruz… Geçenlerde ölen ünlü Marksist tarihçi Eric Hobsbawm’ın otobiyografisinin başlığı… İki dünya savaşı görmüş, İngiliz Komünist Partisi’nde üst görevlerde bulunmuş, ‘Daha 1950’lerde komünizm benim için bitmişti’ demesine rağmen sonuna kadar partisine sadık kalmış bir tarihçi. Gerçekten tuhaf zamanlarda yaşamıştı. Bir düşünürün kendini anlamlandırdığı davasına olan inancını yitirdiği ama davasının partisine sadık kaldığı tuhaf zamanlar… DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on June 27, 2013
Her devrin adamı değil onlar, her devrin düşünürü… Her durumda haklı olan, her şart altında olması gerekeni söyleyen, uyaran, yön gösteren, aydınlatan, irşat eden ortaçağ rahiplerinin misyonlarını yüklenmişlerdir. Her duruma uygun, geçerli, soyut, kapsayıcı, evrensel ilkeleri vardır. Din, ırk, coğrafya, toplumsal, kültürel çeşitliliklerin ne derecede farklılaşmış olması onların söyleminde bir zafiyet oluşturmaz. Her sorunu çözecek, her duruma uyabilecek çözüm anahtarları vardır ellerinde… DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on June 25, 2013
Hayattan kopuk bir düşünüş tarzı hakikati perdeler. Güncele takılıp kalan hiçbir düşüncenin yarınlara söyleyecek sözü olamaz.
Gündem yoğun ve bu ülkeye aidiyet duygusu duyan herkesin vicdanını kanatacak acımasızlıklar, yargılar, hakaretler, kamplaşmalar yaşanıyor. Hiç kimse olup bitenleri uzaktan seyretme, ilgisiz kalma lüksüne sahip değil. Her on yılda bir askeri müdahaleleri, acılı altüst oluşları yaşamış olan bu ülkenin insanları, kimlerin masum düşünceleri bile suiistimal ederek siyasal projeleri uğruna nasıl kullanabileceğini çok iyi biliyor. DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on June 22, 2013
Türkiye’de son on yıldır, tepede yaşanan hesaplaşmayı ayrı tutacak olursak, toplumsal olarak ‘sükûnetli’ bir dönem sürdüğü söylenebilir. Kemalist elitler güç ve zemin kaybettikçe farklı kesimlerden kitleler Ak Parti’ye ya destek verdi ya da muhalefetini geri çekti. Biyolojik ömrünü tamamlamış, Cumhuriyet elitlerinin dayandığı statüko etkinliğini kaybetmesine karşın toplumsal bir muhalefet oluşturamadı. Bunun nedeni, siyasal desteklerini yitirmelerinden çok uygulanmakta olan mevcut neoliberal politikalara, küreselleşmeye uyum stratejilerine temelden itiraz edecek bir fikirden mahrum olmalarıydı. Kendilerinin gerçekleştirmek istedikleri birtakım politikaların, başarıların yıllardır yok saydıkları zümrelerce gerçekleştirilmiş olmasına içerlediler. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on June 18, 2013
Hiçbir toplumsal talep ve buna bağlı hareket siyasetten azade olamaz. Hayatın kendisi de bizatihi siyasetin (politikanın değil) bir parçasıdır. Yaklaşık iki haftadır yaşadıklarımız ne siyasetten arındırılmış toplumsal hareketlerdir ne de siyasetin manipüle ettiği güdümlü yığınlardan ibarettir. Sivil talepler de geniş anlamıyla siyasetin parçasıdır. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on June 13, 2013
Gezi eylemleri ve sonuçları pek çok tartışmayı başlattığı gibi yerleşik kimi kalıpları da sarstı. Muhtemelen siyasete, topluma, bireyi nasıl anlamlandırılması gerektiğine dair Batılılaşma maceramızdan beri yapılan tartışmalar yeniden gündeme gelecek. Bir farkla ki, salt teorik tartışmalardan ibaret kalmayacağı için ortaya konan pratik bağlamında siyaset ve toplum yeniden ele alınacak gibi görünüyor. Burada daha önceki tartışmalardan farklı olarak şehir, mimari, siyaset, toplumsal katılım gibi yeni boyutlar da devreye giriyor. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on June 11, 2013
Miraç; İnsan aklının küle çevrildiği, ihata edemediği ebedi sırra yükseliş.
Mescid-i Aksa, kainatın varoluş sırrına açılan kapı. İlk kıble…
Kudüs, kutlu yolculuğun beşiği… DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on June 7, 2013
Son iki yüzyıl içinde Paris kadar gündelik hayatımızdan siyaset düşüncesine, sanattan teknolojiye kadar yaşantımızı etkileyen bir batı başkenti yoktur herhalde. Londra, Berlin zaman zaman öne çıksa da batılılaşmanın pusulasının hep Paris’i gösterdiği tartışılmaz bir gerçek. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on June 1, 2013
Son dönemde yeniden canlanmaya başlayan İslamcılık tartışmalarının işaret ettiği tarihsel geçmişi ile içinden geçmekte olduğumuz dönemsel şartlar arasındaki benzeşmeye pek dikkat etmiyoruz. İslamcılık kavramsallaştırmasından ne anlaşılması gerektiğinden başka tarihsel bir olgu olarak siyasi düşünce tarihinin bir nesnesi olmaya indirgenmesi ile Müslümanların özne olmaktan çıkması arasında tuhaf bir ilişki var gibi geliyor. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on May 30, 2013
Tekrardan İslamcılık tartışması alevlenir gibi oldu. Aslında İslamcılık yapmayanların İslamcılık üzerinde konuşmalarından ibaret olması nedeniyle aldatıcı bir tartışma. Oysa halihazırdaki durum, İslamcılık atfedilen bir siyasal kadronun, İslamcılığın gerektirdiği ilkelere değil ama kadrolara yaslanması durumundan ibaret. Yani İslamcılıkla prensipleri itibariyle ilgisi olmayan ama şu veya bu şekilde Müslümanları kollamayı amaçlayan bir kadro tarafından Müslümancılık yapılması söz konusu. Bu duruma bakarak İslamcılığın öldüğünü veya siyasal iktidarın İslamcı olduğunu ileri sürmek abesle iştigaldir. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on May 23, 2013