Mağduriyetten önce yüzleşme
Başarılı olsaydı memleketi bir iç savaşa sürükleme ihtimali hayli yüksek olan darbe teşebbüsünü hazırlayan sebepler üzerine tezler geliştirilirken farklı ithamlar da gündemde. Genel kabule uygun söylemin yanısıra mağduriyetleri üzerinden hedef suçlulular imal etmeye çalışan bir karşı propaganda devreye girmiş durumda. Oysa olayın sıcağı sıcağına yapılan hissiyatı ve heyecanı yüksek yorumlara fazla kapılmadan her kesim acilen hesaplaşmasını, özeleştirisini yapmak durumunda.
Özeleştirinin en önemli paydaşlarından biri elbette muhafazakar kesim. Siyasal farklılıklardan önce ezoterik kült yapılanması üzerinden inşa edilen bir hareketin, din anlayışıyla hesaplaşılması gerekirdi.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on August 6, 2016
Bir zihniyet meselesi olarak “askeri okullar”
Hiç kuşku yok ki darbe teşebbüsü sonrası en kritik sorulardan biri siyasal sistem içinde askerin yerinin ne olacağı, yeni dönemde dengelerin nasıl şekilleneceği meselesidir. Bu sorunun merkezi önem kazanmasını başarısız bir darbe denemesinin yaşanmış olmasına bağlamak yanıltıcı olabilir. Elbette her başarılı ve de başarısız darbe denemelerinde bu tür hayati sorular belli düzeyde gündeme gelir. Sonuçta askeri bürokrasinin daha belirgin olduğu, vesayetin koyulaştığı bir yapı yeniden tanzim edilerek ama fazlaca tartışılmadan yürürlüğe girerdi.
Bu kez, askeri bürokrasinin siyasal sistem içinde yerinin ne olacağı sorusunu anlamlı kılan darbe girişiminden çok darbeye karşı koyuş biçimidir. Yani darbe girişimi şu ya da bu şekilde gerçekleşse yahut başarısız olsa bile 15 Temmuz öncesine kadar tartışma bürokratik elitler ve çevresindeki seçkinler içi bir tartışmadan ibaretti. Askerin kışlasından çıkmasını askerden çok teşvik eden sivil seçkinler zümresinin ordunun kışlasına dönmemesinden, vesayet rejiminden şikayetçi olması beklenemezdi.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on August 5, 2016
Saplantıların esiri olmak
Bir insanın varoluşunu anlamlı kılan şey sahip olduğu değer yargılarıdır. Buna dünya görüşü, inanç, ilke ve daha alt düzeyde farklı anlam dizgeleri eklenebilir. Savunduğu değer yargıları ile anlamlı bir ilişkisi olan insan hayatını belli bir tutarlılık içinde sürdürebilir. Ya da bu anlam dizgesinin ördüğü tutarlılık çerçevesinde kendince ahlaki bir tutum takınır.
İnsanın yakın çevresinden başlayıp toplumla, siyasetle ve daha geniş anlamda evrenle kurduğu ilişkiyi anlamlandıran değerlerde, bütününe katılmasanız bile belli düzeyde tutarlılık aranır. Her inanç ve siyasi görüş sahibinin davranışlarını açıklayan, anlam katan başkalarının takdirini kazandıran ilkeli olma çabasıdır. Kendi iç tutarlılığını korumak savunduğu değerler kadar önem kazanır, hatta bazı durumlarda daha da öne çıkar.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on August 2, 2016
Bir milletin tarih şuuru
Bütün çağdaşlaşma, ilerleme iddialarına rağmen son devirde ilimde, fikirde, sanatta dünya çapında iz bırakan ve eser veren çok az insan yetiştirebildi bu ülke. Geçmişin günahları, kötülenmesi üzerine inşa edilen retorik özgün, çığır açan ekol oluşturan beyinlerin yetişmesine yetmedi.
Geçtiğimiz gün kaybettiğimiz yüzyıllık bir çınar, Halil İnalcık tarihçi olarak bu kısır döngüyü bozanlardan biriydi. Osmanlı tarihçiliğinde yeni bir disiplin, bakış getirirken titizliği ve çalışkanlığı ile oryantalist Osmanlı kurgusunu bozdu.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on August 1, 2016
Neyi nasıl yapmamalı?
15 Temmuz gece baskınının Türk siyasi hayatında önemli bir kırılmaya neden olacağı, devlet mekanizmasının yeniden şekillenmesine giden süreci başlatacağı aşikar. Nitekim başlatılan tasfiyeler sadece darbecilerle ilişkili oldukları düşünülen kadroların atılmasıyla sınırlı olmayıp yapısal bazı düzenlemelerin de işaretini veriyor. Askeri ve sivil bürokrasinin, hiyerarşik yapının ve bunlar arasındaki yetki ve sorumlulukları yeniden şekillendirecek bir yapılaşmanın gündeme gelmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
Her darbe ve olağanüstü durumlardan sonra devletin yeniden tanzimi meselesini bu düzenlemeyi gerçekleştirenlerin öncelikleri ve tehdit algıları belirler. İç ve dış güvenlik kaygıları, ideolojik korkular gibi tehdit algıları öne çıkar. Devlet bürokrasisinin, kurumların işlev ve ilişkilerinin hangi esas ve dengeleri göz önüne alınarak düzenleneceğinin en azından psikolojik boyutunu biliyoruz.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on July 26, 2016
Devlet aklı ne işe yarar?
Devlet aklı dediğimiz siyaset tarzının tezahürleri nelerdir? Yahut devlet dediğimiz aygıt nasıl davrandığında bunun devlet aklının bir sonucu olduğuna kanaat getiririz? Eğer devlet aklı dediğimiz bir ortak tavır varsa buna kim karar verir ve nasıl oluşur?
Devlete dair bir başka ezber de devlet geleneği ve devlette süreklilik… Devlette tecrübe ve birikimi devlet aklına dönüştüren bir mekanizma var mı gerçekten, varsa nasıl işliyor? Devlet geleneği ve tarihte kurduğumuz devlet sayısını her fırsatta tekrarlamaktan haz duyan bizler için sorgulanması gereken bir ortak kanaattir devlet aklı. Devlet refleksinin akla dönüşebilmesi için farklı bileşenlerin zaman içinde oluşması, damıtılması gerekiyor. Şekil şartları itibariyle var olduğunu düşündüren devlet aklı, ekseriyetle de nasıl tahakkuk ettiğinin sırrına vakıf olmakta acze düştüğümüz acemilikler, zaaflarla malüldür.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on July 24, 2016
Profan kamikaze
Son darbe teşebbüsü ilk bakışta bir kamikaze saldırısını çağrıştırıyor. Memleketi ya rehin almak yahut imha etmekle sonuçlanacak bir darbe teşebbüsünün işleyiş şekli netice alsa da almasa da geri dönüşü olmayan bir saldırı türüne çok benziyor. Kamikaze saldırılarının en büyük özelliği düşman hedeflerine kendini imha etme pahasına mümkün olduğunca zarar vermeyi hedefleyen bir stratejiye dayanmasıdır. Her birim kendi için bağımsız ortak hedefi kendisiyle beraber imha ederek sonuç almaya dayanır.
Son darbe denemesi adına yapılan gece baskınının işleyiş tarzı çok daha sofistike bir plan ve hazırlığa dayandığı anlaşılıyor. Ayrıntıları çok iyi planlanmış uzun süren bir hazırlık sürecinin olduğu düşünüldüğünde kamikaze saldırılarından daha farklı olarak duygusallıktan çok soğukkanlı bir şekilde yapıldığı, her aşamanın büyük gizlilik içinde gerçekleştiği anlaşılıyor. Bu yönüyle stratejik bir aklın devrede olduğu intibaı verse de mahiyeti itibariyle kamikaze tanımlamasına uyuyor.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on July 21, 2016
Darbeye direnmenin sosyolojisi
Yaşamakta olduğumuz darbe denemesinin şaşkınlığı, öfkesi, tedirginliği hala devam ederken, ortaya çıkan askeri darbeye karşı direnme olgusu en önemli sonuç olarak dikkatle izlenmeli. Bu direnme sosyolojisinin kesinlikle küçümsenmemesi gerekir. Zaten Türkiye’de var olan darbe geleneğinin bir devamı olarak siyaset bilimciler bolca konuşacaklardır. Askeri darbe dönemlerinin kapandığını temenni etmek gerçekten darbelerin artık yapılmayacağı anlamına gelmiyor.
Öncelikle yaşanılan kalkışmanın ve ona karşı gösterilen toplumsal tepkinin mahiyetinin iyi okunması gerekiyor. Yaşadığımız darbe deneyimini TAT ( Talat Aydemir Tarzı) Darbe olduğunu söylemek, benzeşen yanlarına rağmen yanıltıcı ve eksiktir. Çok daha organize olması bir yana darbecilerin kimlikleri ile karşı çıkanların aidiyeti arasındaki ilişki bu süreci/çatışmayı/karşıtlığı çok farklı düzlemde ele almayı, farklı parametreleri gözeterek düşünmeyi zorunlu kılıyor.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on July 19, 2016
Medyatik terör refleksi
Fransa’da yaşanan sivillere yönelik saldırının işleniş biçiminin terörün yeni bir aşamaya geldiğini gösteriyor. Özellikle Avrupa’daki terör saldırılarında hareket imkanları kısıldıkça ne tür yöntemlere başvurulabileceğinin işaretlerini veriyor. İşin polisiye tarafı bir yana terör olarak tanımlanan ve en belirgin özelliğinin masum sivillere yönelik olmasıyla ayırt edilen saldırılarda kınama yarışına girmek ölümleri durdurmuyor.
Terörden ne anlıyoruz ve besleyen şartların neler olduğu üzerinde yeniden konuşmadan önce terör eylemi ile medya refleksi arasındaki ilişkiye dikkat kesilmeli. “Bağdat’ta yine bombalı saldırı” cümlesi ile geçiştirilen, adeta rutinleştirilen katliamların çok daha küçük çapta Batı Avrupa’daki benzerine gösterilen tepki gerçeklik algımızı, adalet duygumuzu açıkça istismar ediyor.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on July 17, 2016
Türkiye’nin ırkçılık ateşiyle imtihanı
Resmi ideolojinin milliyetçilik esasına dayanması bizzat bu düşünceyi marjinalleştirmiştir. Her ne kadar resmi söylemde ve elitlerin diriltmeye çalıştığı Türk milliyetçiliği, İttihat Terakki’de siyasi forma bürünse de Anadolu insanı modern anlamda milliyetçiliğe itibar etmedi. Bu durumun en temel nedenlerinden biri Osmanlı bakiyesi topraklarda devralınan kültürel miras, İslam’ın yoğurduğu bilinç ve tarihsel hafıza Batılı anlamda bir ulusçuluğun popülerleşmesine imkan vermedi. Resmi kurumların söylemi ve eğitim sisteminde işlenen milliyetçilik ise Anadolu için fazlasıyla sentetik, seküler olması nedeniyle içselleştirilmedi. Ankara’nın giydirmeye çalıştığı resmi gömlek belirgin biçimde sırtımıza oturmadı. Kültürel Türkçülüğün temelleri her ne kadar Osmanlı’ya İttihat Terakki’ye ve nihayet Ziya Gökalp’in formüle ettiği Türkçülüğe kadar gitse de maşeri vicdanda hiç de makes bulmayacaktır. Bu durum sadece Anadolu ve buradaki unsurların refleksi ile sınırlı değildi şüphesiz. Tüm kışkırtmalara rağmen milliyetçilik ideolojisi Ortadoğu’ya yabancı kalmıştır. Aziz Nesin’in dediği gibi “bu toplum dininden başka kan dökmeyi göze alacağı hiç bir değeri benimsemeyecekti.”
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on July 14, 2016