Abdülhamid metaforu
Abdülhamid doğum yıldönümü vesilesiyle yeniden tartışılmaya başlandı. İmparatorluğun en sancılı döneminde uzun süre ülkeyi yönetmiş padişah objektif değerlendirebilmek ne kadar mümkün?
Şu gerçeği fark etmemiz gerekiyor: Abdülhamid, Türkiye’deki tüm siyasal ve ideolojik bileşenler açısından bir metafordur. Tarihsel olarak kişiliği, yaşadıkları, hatta uygulamaları bile bu metaforun gölgesinde kalır.
DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on September 24, 2016
MHP ile “İktidar çizgisi” nerde birleşiyor?
MHP içinde yükselen muhalefetin en büyük argümanı genel merkezin iktidar politikalarıyla özdeşleşmesine karşı itiraz gibi görünüyor. Siyasi geleneğinin en bariz çizgisi olan devlet çizgisi ve devlet bekası argümanı MHP’nin muhalefet politikasında zaafiyet daha doğrusu iktidar partisine yakınlaşmış görüntüsü verdi.
Kendi içinde tutarlı gibi görünen bu politika yıllardır muhalefette kalmış ama devletli olmaya alışkın kitle için katlanılması zor durum. CHP ile işbirliği yaptığı günlerde MHP yönetimini el üstünde tutan sol muhalefet nezdinde AKP’lileşme eleştirileri de Bahçeli’yi devlet çizgisi ile taban kaygısı arasında sıkıştırmışa benziyor.
DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on June 21, 2016
Gazze İsrail’i normalleştiremez
İsrail’le yeniden ilişkilerin düzeltilmesi mevzuu, iç siyasetin yükselen ateşi karşısında yeterince gündeme gelmedi. Henüz resmi bir anlaşma olmasa da belli ki kapalı kapılar ardında görüşmeler devam ediyor. Muhtemelen her iki tarafın da pazarlık masasında elindeki kozları kullandığını çeşitli yollardan kamuoyuna sızdırılan haberlerden anlaşılıyor.
Türkiye’nin İsrail’e karşı kullandığı dil bağlamında, bunu dış politik ve iç politik argüman olarak devreye soktuğu hatırlanacak olursa birden söylem değişikliği zor olacak. Zira söylem çıtası o kadar yüksek tutuldu ki, İsrail’den sürekli dayak yiyen Arap dünyası bu söylem karşısında bir tür ezilmişlik psikolojisini atmaya başladı ve hatta rövanşın alınacağı havasına bile girdi. İsrail karşısında hep yenilmiş, siyaseten ezik liderlerine kıyasla Türkiye’den yükseltilen sesin bir tür moral dopingi olduğu aşikar.
Yazanemreakif on May 12, 2016
Kudüs: Taş ve işgal mimarisi
Kadim toprakların, tarihi şehirlerin kaderi; geçmişleri gibi inişli çıkışlı, bilinmezlerle dolu ve bir o kadar da çok yönlü faktörlere bağlı. Tarihi şehirler sadece bir yerleşim yeri değildir; üstünde yaşayanlar da sadece günlük hayatını tamamlayan sıradan insanlar değildir. O şehrin insanları bunun farkında olmasalar da şehrin hafızası o şehrin insanına galebe çalacak, şehri ve tarihi bir şekilde hatırlatacaktır. Şehir asla unutmaz çünkü.
Eğer insanların hafızasının, kimliğinin oluşumunda mekânın, tarihin bir şekilde katkısı, etkisi varsa tarihi dokuya gözlerini açarak büyüyen insan tekinin davranış kodları, hayata bakışı, bilinç düzeyi de şehrin meydanlarından sokaklarına, taş evlerinden kiremit çatılarına, mabetlerinden insan kıyafetlerine değin uzanan bir yığın çevre şartlarının etkisinde kalır.
Tarih bu şehirlerde, bu kadim coğrafyalarda nihai hesaplaşmayı yapar. Bu nedenle bu tür mekânlar, coğrafyanın tüm modern zaman aygıtlarının ayartıcı gelişmişliğine rağmen son hükmü verir.
Kadim şehirler; modern zamanların savaşlarına, siyasal anlaşmalarına, toplumsal altüst oluşlarına bir şekilde ya direnirler ya öncülük ederler ya da geleceğin şekilleneceği pek çok oluşumu beslerler.
Posted under Dünya, Düşünce, Kültür, Siyaset
Yazanemreakif on April 11, 2016
İki saray, iki tarz-ı siyaset
Alman şair Rainer Rilke’nin de kuzeni olan Anna Grosser Rilke, 19. yüzyılın en önemli kadın piyanistlerinden biridir. Avrupa’da pek çok sarayda konserler vermiş bir sanatçıdır. Uzun yıllar geçireceği İstanbul’a geldiğinde Abdülhamid’in huzurunda piyano konseri vereceğini hayal bile etmemişti muhtemelen. Hatıralarında anlattığı kadarıyla Yıldız Sarayı’nda Sultan Abdülhamid’e özel konser verirken hiçbir kralın huzurunda bu kadar heyecanlanmamıştı. Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar gazeteci olarak kaldığı İstanbul’da siyaseti, savaşı, Osmanlı toplumunu yakından izleyecektir.
Posted under Siyaset
Yazanemreakif on November 10, 2015
‘Ilımlı İslam’ın raf ömrü bitti mi?
Epeydir Türkiye’deki Müslümanların gündeminden düşen, hatta pek çoklarınca rafa kaldırıldığı, unutulduğu düşünülen “ılımlı İslam” söylemi sanılanın aksine çok farklı alanlarda devam ediyor. 11 Eylül sonrası Amerikan yönetimince gündeme getirilen bu projenin Bush yönetiminin iktidardan gitmesiyle raf ömrünün bittiğini varsayan yaklaşım hakim. Özellikle küresel terörle mücadele adına İslam ve İslam dünyasıyla hesaplaşma içine giren neoconların devre dışı kalması, Türkiye dahil Müslüman coğrafyada anlamsız bir rahatlama sağladı. Hele beyaz Amerika’nın zencisi olarak iktidara gelen Obama’nın söylemleri her şeyin bir anda değiştiğini düşündürdü çoğu çevrelere. Ne de olsa demokratlar neoconlar kadar sert ve saldırgan dil kullanmıyordu, ılımlı İslam adına İslam dünyasını adam etmekten söz etmiyorlardı.
Yazanemreakif on November 7, 2015
Bir siyasal metafor olarak Lozan
Devlet, siyaset, dünya sistemi gibi yapıları daha çok sembolik olaylarda, ifadelerde, seramonilerde idrak ederiz. Daha doğrusu bu semboller üzerinden bizim nasıl algılamamız istendiği mesajı verilir. Bayrak, marş nasıl ulus-devletin gündelik hayatımıza yansıyan somut göstergeleri ise, tarihi bir toplantıdan yansıyan tek bir fotoğraf karesi de varılan anlaşmalardan daha çok belleğimizde yer edebilir. DEVAMI>>>…
Posted under Dünya, Düşünce, Siyaset
Yazanemreakif on April 4, 2015
Tel kopar haz biter
“Bir bitmeyecek şevk verirken beste
Bir tel kopar ahenk ebediyyen kesilir.“
Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintisi boyutu ve habercisi olduğu sorunlar bakımından daha önce tecrübe edilmemiş bir olaydı. Memleketin henüz bu denli ‘gelişmediği’ dönemlerdeki elektrik kesintilerinin doğurduğu zorluklara, yoksunluklara insanlar kendilerini alıştırarak adapte olabiliyorlardı. İhtiyaçlarını zorluyor olsa da alternatifini geliştirecek bir hayat tarzına sahiptiler.. Önemli ölçüde şehirde yaşayanların bile hayatı bu denli elektriğe, bu denli teknolojiye bağımlı değildi. Modern teknolojik uygarlığın nimetleri, tüketim alışkanlıkları hem hayatımıza girmemiş hem de bir elektrik prizine bağlı değildi henüz. DEVAMI>>>…
Posted under Dünya, Düşünce, Siyaset
Yazanemreakif on April 2, 2015
Yemen’de mezhepçilik görünümlü oyun!
Bir kez daha içimizdeki cahiliye heyecanı kabardı. Sekter, etnik ya da ulusal aidiyet; İslami ve insani ölçülerin, adaletin, hakikatin yerine ikame edildikçe vicdanlarımız, adalet duygumuz, İslami bakışımız stratejik hesapların kurbanı olmaya devam edecek.
Öfke ve hamasetle ilkesel esasları göz ardı edip güncel ve politik çıkarları öne çıkaran medyatik algının esiri oldukça kazananı olamayan bir boğuşmaya itilmek isteniyoruz. İnsanlar en hassas ve zaaf içeren duygularından yakalanıyor ve hakikat kurban ediliyor. Bundan sonra kan dökülmesi kolaylaşıyor. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on March 28, 2015
Yerli olmadan çözüm hayal
Hükümetle siyasal Kürt hareketinin üzerinde anlaştığı “barış süreci” olarak bilinen taslağın nihai olarak nasıl sonuçlanacağını, gerilen toplumsal ve siyasal ortamda kestirmek zor gibi görünüyor. Bu belirsizliğin temelinde çatışmayı doğuran şartların ve tarihsel koşulların izale edilip edilmemesi sorunu var. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on March 24, 2015