Tahrir’i yeniden düşünmek
Mısır’da göstericiler tekrar Tahrir Meydanı’nı doldurdu. Cuma günü İhvan ve Selefilerin başı çektiği kitlesel gösteri daha sonraki günlerde şiddet görüntülerine sahne oldu. Hafta sonu yirmiden fazla göstericiyi katleden asker destekli polis kan dökmekten çekinmedi.
Gösterileri şiddetle bastırmaya çalışan polise karşılık direniş sergilemesi adeta Mısır’da başa dönüldüğünü akla getirdi. İhvan gösterilerden çekildi. Meydanlarda daha çok gençlerden oluşan bir kitle kaldı. İhvan’ın her zamanki ihtiyatlı, askerle karşı karşıya gelmemeyi tercih eden tavrı kendi tecrübesi içinde açıklansa da sahada olmadan süreci nasıl etkileyeceklerini düşündükleri sorusu da bir yerde duruyor. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on November 22, 2011
Tarih yobazlığı
Tarihe takılıp kalmakla tarihi yok sayanlar birbirinin negatifi gibidir. Tarihe takılıp kalanlar tarihin gelecek tasavvurumuzu şekillendirdiğinin bilincinde değildir. Tarihi yok saymak, bir tür hafızasızlıkla maluldür. “Bir iç deniz gibi” içe kıvrıktır. Kokuşmaya mahkum durağan su gibidir.
Abdülmecid’in ölümünün 150. yılı nedeniyle başlayan tarih tartışmaları, daha doğrusu tarihle kurduğumuz ilişkiyi deşifre eden tartışmalar tam da yaşadığımız zihin travmasını yansıtıyor. Aslında bu bir medeniyet travmasıdır ve toplumsal şizofreninin de kaynağıdır. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on November 17, 2011
Suriye olmasın!
Suriye’nin geleceği Suriyelilere bırakılmayacak kadar uluslararası boyut kazandı. Başından beri uluslararası çıkar ilişkilerinden, stratejik hesaplardan bağımsız değildi zaten. Olaya ilişkin yorumlar her geçen gün, Suriyelilerin nasıl bir ülkede yaşamak istediklerinden çok kimin nasıl bir dengede yer alacağı sorusuna verilmiş cevaplar yığınına dönüşüyor.
Yeni Ortadoğu’yu şekillendirecek kurucu unsurun “Arap baharı” ve ülkelerinin geleceğinde söz sahibi olacak devrimci uyanıştan çıkacağı tezinin ne kadarının gerçekçi (temenni) ne kadarının propaganda ürünü olduğu sorusunu bile bu aşamada çok anlamlı buluyorum. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on November 15, 2011
PKK saldırıları nasıl okunabilir?
Türkiye’nin gündemini bir anda değiştiren, hepimizin yüreğini sızlatan saldırının doğuracağı sonucu derin bir kaygı duyarak bekliyoruz. Her türlü heyecana, infiale, provokasyona açık hale getirilmek istenen bir ülke görünümüne büründük bir anda. Bu sebeple Başbakanın heyecanlı kişiliğine rağmen, aklıselime davet eden konuşması duygusal ama ülkeyi rehin almaya müsait hassasiyete hitap eden bir açıklamaydı. DEVAMI>>>…
Posted under Siyaset
Yazanemreakif on October 20, 2011
Almanya’da yarım yüzyıl
Bu yıl sembolik değeri hayli yüksek birkaç yıldönümü birlikte kutlanıyor. Yakın tarihli olandan başlayacak olursak, Türklerin işçi olarak Almanya’ya gidişlerinin 50. yıldönümü… Daha uzak tarihli olanı ise Müslümanların İber yarımadasına, yani Avrupa’ya ayak basmalarının 1300. yıldönümü… Tarık Bin Ziyad komutasındaki ordu 711 tarihinde bugünkü İspanya’ya ayak basmıştı. Bir de bu yıl, Moriskoların İspanya’dan sürülmelerinin 400. yıldönümü… (1609’da başlayıp 1611’e kadar devam eden toplu sürgün…)
Anakronizme düşmeden bu üç farklı tarihsel olayın iki medeniyetin birbiriyle ilişkisini değerlendirmek açısından karşılaştırılması önemli ipuçları verecektir. DEVAMI>>>…
Posted under Siyaset
Yazanemreakif on September 29, 2011
Diyarbakır’da iki miting iki tarz-ı siyaset
Seçime çok az süre kala adeta çalakalem projeler sunuyor CHP. Zamanlama o kadar sıkışık ki “ne söylediği”nden çok “nasıl söylediği” öne çıkıyor. Mesela, Ergenekon sanıklarını milletvekili adayı yapan bir parti Cumhuriyet mitinglerde “vatan-millet- emperyalizm” edebiyatının tam tersini ima eden “açılımlar” sunuyor. Bu açılımların açılımı o kadar hızlı ki ne parti içinde tartışıldığından ne de bizzat liderliğin künhüne vakıf olduğundan kuşkumuz var.
“Ergenekon’un avukatıyım” diye statükoyla tarihsel bağını ısrarla sürdüren Baykal’a yapılan kaset darbesinin ardından bir değişimin yaşanması bekleniyordu. Fakat bu değişimin ne içeriği önceden tartışıldı ne de CHP geçmişiyle yüzleşti..
Statüko açısından “kurucu parti” konumundaki bir partinin bu konumunu sorgulayacak bir sürece giriyorsa her şeyden önce geçmişiyle yüzleşmesi gerekir. Yüzleşme, “nerde yanlış yaptık” sorusuna toplum karşısında verilen cevaptır.
Doğru veya yanlış, tarihsel çizgisini terk edip yeni bir siyaset dili, Türkiye’ye yeni bir perspektif sunma iddiasındaki her siyasal oluşum bunu önce kendi içinde sonra kamuoyunda tartışır. Tartışma cesareti yeni programın, yeni dilin özümsenişinin işaretidir.
Diyarbakır’da miting yapan CHP’nin dili ile milletvekili adayı gösterdiği Ergenekoncuların ulusalcı projeleri aynı mı? Bu soru aslında CHP’nin hem statükoyla hem kendi siyasi tarihi ile hem de ideolojisiyle hesaplaşmasından sonra verilecek bir cevaptır. DEVAMI>>>…
Posted under Siyaset
Yazanemreakif on June 2, 2011
Kürtlere adalet mi, taviz mi?
Türkiye yeni bir seçime giderken belki farkında olmadan yeni bir yol ayrımına doğru yol alıyor. Bu yol ayrımı bir iktidar değişiminden çok muhtemelen Kürt sorunu merkezli bir dönemece işaret ediyor.
Devletin çözümsüzlüğü merkeze alan statükoyu koruma stratejisi yıllardır çökmüş bulunuyor. Bundan sonra hükümetin iki ileri bir geri düzeyinde attığı her adım da Kürt milliyetçilerini tatmin etmekten çok devletten koparılmış bir taviz olarak algılanıyor. Şu anda gelinen noktada gecikmiş adaletin adalet olmayışı gibi bu adaletin elde ediliş biçiminin de mazlumluğu sorgulanır hale geliyor.
Türkleri ve Kürtleri sekülerleştirerek, varoluş köklerinden nevzuhur bir medeniyet halkasına taşımayı amaçlayan ulusalcı projenin iflas ettiği yerde başka bir sekülerleştirici ulusalcılık projesinin devreye girdiğini çok açık biçimde söyleyebiliriz.
Başta “Kürt açılımı” olmak üzere devletin parça parça iade ettiği hakları taviz koparmaya dönüştüren algı, devletin topyekûn adaleti gerçekleştirme cesaretini gösterememesindendir. “Koparılan her taviz”, uzlaşma ve bütünleşmeden çok kimlik siyasetini pekiştiren söylemleri güçlendiriyor. Kürtlerin siyasal sözcülüğüne soyunan aktörlerle Kürtlere hak bahşeden devletin örtüştüğü yer bu topraklarda yeni bir ulus, yeni bir kimlik, yeni bir uygarlık modeli geliştirmekten ibaret. Sadece biri Türk ulusçuluğu diğeri Kürt ulusçuluğu üzerinden bunu gerçekleştirmeyi hesaplıyor. Resmi Türk ulusçuk projesi reaksiyoner Kürt ulusçuluğunun inşası için gerekli zemini oluşturdu. DEVAMI>>>…
Posted under Siyaset
Yazanemreakif on June 1, 2011
Suriye kördüğümü
Arap dünyasındaki toplumsal dalgalanma Suriye’ye sıçradı; yani kıyılarımıza vurmaya başladı. 1967 savaşında kıyılarımıza vuran cesetler bizi fazla ilgilendirmemişti. 1982’deki Hama katliamında katledilenlerin çığlıklarını da pek duymadı Türkiye. O zaman PKK’ya kapılarını açan Suriye rejimiyle adeta kanlı bıçaklı olmasına rağmen içerdeki muhaliflerden yana tavır almayı aklına bile getirmemişti. Oysa Türkiye Suriye ile nerdeyse savaşacaktı. DEVAMI>>>…
Posted under Siyaset
Yazanemreakif on March 29, 2011
A portrait of Erbakan in the Gaddafi example
Erbakan has finally passed on.
He put his stamp on at least forty years of our political life. His foes were as numerous as his friends. On the topic of Turkish Islamism he represented a first in many things. However much it is desired to put him within conservative parenthesis, he spread a universal Islamic ideology on a broad base and established his politics on this.
While, on the one hand, trying to consciously load a historical perspective on his own society to inoculate them with self-confidence, on the other hand, with this motivation he pursued his claim of being the leading country to world Muslims. DEVAMI>>>…
Posted under Dünya, English, Siyaset
Yazanemreakif on February 28, 2011
The difference in India’s rise?
The recent diplomatic traffic taking place in India’s capital did not get much attention from our media which is too much absorbed with internal politics and borrowed world problems like a shift of axis. We assume that because our eyes are dazzled by the Western axis we can protect ourselves from a shift in axis by neglecting the rest of the world. DEVAMI>>>…
Posted under Dünya, English, Siyaset
Yazanemreakif on December 27, 2010