Darbe destekli toplum mühendisliği
Son geliÅŸmelere bakılacak olursa Mısır cuntası Amerika’daki neoconların dilini kullanarak meÅŸruiyetini saÄŸlamaya çalışacak. Cuntanın askeri lideri, Sisi, ‘teröre karşı mücadele etmek üzere’ halkı meydanlara çağırdı. Genelde darbeler sokaÄŸa çıkma yasağı ilan ederek düzen saÄŸlar; Mısır’daki cunta ise halkı sokaÄŸa dökerek hakimiyetini pekiÅŸtirmeye çalışıyor. Çok riskli olan bu yöntem her an iç savaşın kapısını aralayacak bir ortama sürüklenme tehlikesini barındırıyor.
Aslında darbe dahil Mısır’da yaÅŸananlar fazla ÅŸaşırtıcı deÄŸil. Bunun neden ÅŸaşırtıcı olmadığını Tarık Ramazan çok güzel anlatmış. 18 yıldır giriÅŸi yasaklı olduÄŸu ülkesine gitmeyi ‘Arap baharı’ndan sonra da düşünmediÄŸini söyleyen Hasan El-benna’nın torunu ‘Zaten Arap baharı olmamıştı ki’ diyor ve özetle şöyle devam ediyor: ‘Sadece asker statükoyu korumak için geçici olarak Ä°hvan’a görev vermiÅŸti.’ Benzer tespiti farklı gerekçelerle yapmış (22-11-211 tarihli, ‘Tahrir’i yeniden düşünmek’ baÅŸlıklı yazım ) askeri vesayetin üniforma deÄŸiÅŸtirmesinden ibaret olduÄŸunu, müesses nizamın temel unsurlarının deÄŸiÅŸmediÄŸinin altını çizmiÅŸtim.
Askeri vesayetin zaten olduÄŸu yerde durduÄŸu, ‘Arap baharı’ denilen deÄŸiÅŸimin bir devrim olmadığı tespiti cuntaya hiçbir meÅŸruiyet getirmez. Sadece askerlerin nasıl bu kadar rahat ve pervasız davranabildiklerini açıklar.
Mısır’da askeri bürokrasi gerek sistem içinde gerekse sosyal planda iÅŸgal ettiÄŸi yerini koruyorken henüz koltuÄŸuna yeni oturmuÅŸ bir sivil yönetimin medya, sermaye, bürokrasi dayanışması ile nasıl baÅŸarısız kılındığı ve adeta el birlik itibarsızlaÅŸtırma operasyonu ile darbeyi nasıl planlamış oldukları her geçen gün netlik kazanıyor. Nasıl ordu, Mübarek’e desteÄŸini çekip onun devrilmesini saÄŸlarken Amerika’dan onay almışsa ilk defa seçimle gelen bir devlet baÅŸkanını devirirken de benzer bir onayı aldığını düşünmemek için bir gerekçemiz yok.
Sorun Amerika’nın Mısır’da neden böylesine tehlikeli ve tehlikeli olduÄŸu kadar da kendi iddialarıyla çeliÅŸik bir politikadan yana olduÄŸudur. Önce ÅŸunu belirtmekte yarar var: Mısır baÅŸta olmak üzere Amerikan sistemi pek çok Batı-dışı ülkelerde askerlerle iÅŸ yapar. Bu, salt o ülkelerin politik dengelerinden dolayı deÄŸil, Amerikan sisteminin doÄŸası gereÄŸidir. Sanılanın aksine Amerikan sisteminde militarist karakter son derece baskındır ve askeri faktörler dış politikayı her zaman öncelemiÅŸtir. Amerikan militarizminin refleksleri, kurumsal kaynakları anlaşılmadan Mısır’da olduÄŸu gibi bu tür iliÅŸkilerin doÄŸası kavranamaz.
Bir dönem Amerika’nın Ankara büyükelçiliÄŸini yapan James F. Jeffrey’nin Washington Institute’de Soner Çagaptay’la beraber kaleme aldığı bir rapor (Moderating Islamists: Turkey’s Lessons for Egypt-Ilımlı Ä°slamcılık: Mısır için Türkiye’den dersler) aslında Türkiye deneyimi üzerinden Mısır’daki son darbenin düşünsel arkaplanına ışık tutuyor.
Türkiye’deki darbelerin neoliberal politikaların hayata geçirilmesi ve kökleÅŸmesi için gerekli olduÄŸu, Özalizmin yerleÅŸtiÄŸi 12 Eylül sürecinde darbenin bu politikaların uygulanması için gerekli baskı ve denge rolü oynadığı ve aynı zamanda Türkiye’deki ‘Ä°slamcı partiler’in sistem dışı marjinallikten kurtarılarak merkeze dahil edildiklerinin altını çiziyor. MSP’den baÅŸlayıp RP ve FP’nin modernite karşıtı, laiklik karşıtı söylemleri nedeniyle kapatılıp yenisi kurulurken adeta nasıl ‘terbiye edildikleri’nin altını çiziyor. Sanılanın aksine Mısır için bir Türk modelinden bahsedilmesi gerekiyorsa Ä°slamcı partileri terbiye eden, sistem içinde tutarak marjinallikten merkeze yaklaÅŸtıran askeri darbe ve siyasal baskıların örnek alınması gerektiÄŸini açıkça savunuyor.
İslamcıların ılımlılaştırılması için her şeyden önce sistem içinde tutulması gerektiğini savunan eski, büyükelçi, dışarıdan baskılar olmadan kendiliklerinden ılımlılaşmalarının mümkün olmadığının altını çiziyor.
Bir yanda Amerika’nın bölgedeki müttefikleri eliyle, yani Körfez emirlikleri ve Suud’un siyasi gücü ile Ä°slamcıların parçalandığını, ekonomik gücün kullanılarak da askeri vesayetin sürdürüldüğünü söylemeye gerek yok. Bundan da öte Ä°slamcıların bir tür ehlileÅŸtirilmesi projesi varsa bunun yöntemi olarak verilen yol haritası Türkiye örneÄŸinden yola çıkılarak çiziliyor.
– Siyasal sistem içinde kalmaları saÄŸlandığı ölçüde Ä°slamcı partiler ılımlılaÅŸacaklardır.
– Ä°slamcı partilerin, dışarıdan bir dayatma olmadan, kendiliklerinden ılımlılaÅŸmaları beklenemez. Mısır’da Ä°hvan aynı sürece girmiÅŸ görünse de güçlü bir denge-kontrol sistemi olmadan bunun gerçekleÅŸmesi zordur. Bu sistemi saÄŸlayacak olan da tabii ki Mısır ordusudur. Bu açıdan bakılınca Mısır iyi yolda(!) ilerlemektedir…
– Ä°slamcı partilerin sandıkta baÅŸarılı ya da baÅŸarısız olmaları aşırılıklarının törpülenmesiyle sonuçlanacaktır.
– Türkiye örneÄŸinde olduÄŸu gibi Ä°slamcı partilerin ılımlılaÅŸması Amerika ve Avrupa baÄŸlantılarıyla doÄŸrudan iliÅŸkilidir.
Mısır ve Türkiye’nin farklı toplumsal ve siyasal yapıları olduÄŸu hatırlanınca yazıda Ä°slamcı partileri terbiye etme yöntemi olarak adeta kötek gösterilmesi savunusu, kaba bir oryantalizmden öte adeta faÅŸist yöntemle toplum mühendisliÄŸi öneriliyor.
İslamcıların iddialarını kaybettikleri oranda merkeze yerleştikleri/kabul edildikleri tespitini çok önceden yaptığımız için bu satırlar yeni değil.
Ancak, ABD nin resmi görüşü olmasa da tecrübemize binaen itibar gören bir tez olduğu göz ardı edilemez.
Terörle mücadele adına halkı kışkırtan cuntacılar, liberal müdahaleciÄŸin faÅŸist müdahaleciliÄŸe dönüştüğü Mısır’da toplum mühendisliÄŸinin yeni uygulamaları sahneleniyor.
Ýlgili YazýlarSiyaset
Editör emreakif on July 25, 2013