Egzotik Ä°stanbul
Ä°stanbul’un semalarında yükselmeye baÅŸlayan gökdelenler nihayet tarihi yarımadanın siluetine tecavüz etmeye baÅŸladı. Bu durum aslında Ä°stanbul’da ilk haddi aÅŸma giriÅŸimi deÄŸil; Cumhuriyet tarihinin modernleÅŸme projelerinin objesi haline getirildi Ä°stanbul. Åžehir ve mimari üzerinden modern ulus kimliÄŸinin inÅŸasını Ankara temsil ediyorsa bu kimlik oluÅŸturulurken yıkılmak istenen Ä°stanbul’du. Nitekim Ä°stanbul, daha çok tarihi olanın yıkılarak medeniyetimize ait olan deÄŸerlerin hayattan çekilmesiyle modern, seküler bir toplum ve ÅŸehir inÅŸasına alan açılması için adeta yok edildi.
Yerine ne konursa konsun tarihi ve yaÅŸayan “Ä°stanbul”un anlam? karşısında ezilecekti. Bu nedenle modern Türkiye’nin mekansal anlamda inÅŸası, Ä°stanbul’da temsil imkanı bulamayacaktı. Ama Ä°stanbul’un temsil ettiÄŸi medeniyetin yansımalarının da yeni Türkiye’de yeri yoktu. Bu açmazı bir gecede medeniyet deÄŸiÅŸtirmeyi hayal eden yeni Türkiye’nin seçkinleri Ä°stanbul’u tahrip ederek, yıkamadıkları kısmını da hayattan uzaklaÅŸtırarak gerçekleÅŸtireceklerdi…
Nitekim Ä°stanbul, tarihin gördüğü en büyük tarih katliamını yaÅŸayacaktır. Nelerin yıkıldığının dökümünü yapmak yerine Ä°stanbul’un nasıl hayattan çekildiÄŸine bakmak daha anlamlı bence. Mesela bir zamanların entelektüel seçkinlerinin semti olan Süleymaniye’deki dokunun nasıl deÄŸiÅŸtiÄŸine bakmak bile yeterince fikir verir. Ä°stanbul’un entelektüel kesimi sayılan bu semte ÅŸeklini veren meskûn alan hızla tahrip edildi. Bir bakıma ÅŸehrin ruhunu temsil eden bölge hızla varoÅŸlaÅŸtırılarak depoların, atölyelerin, bekar odalarını üst üste istiflendiÄŸi bir harabeye dönüştü. Süleymaniye’nin ihtiÅŸamı altında sefaleti çaÄŸrıştıran, kenara itilmiÅŸ, terk edilmiÅŸ bir tarihi Ä°stanbul imajı oluÅŸturuldu.
Ä°stanbul’u fetheden Osmanlı burada ne yapacağını, nasıl bir ÅŸehir kuracağını çok iyi biliyordu. Medeniyet tasavvuru dediÄŸimiz inÅŸa edici bilinç böylesi tarihi dönemeçlerde devreye girer. Toplumsal yapısıyla, ÅŸehir anlayışıyla bir medeniyet bu ÅŸehirde tezahür etti.
Tarihi Ä°stanbul’un mimari olarak varoÅŸlaÅŸtırılması, hayat?n dönüşümünden de bağımsız deÄŸil. Ekonomik ve sosyal dönüşüm hızla ÅŸehrin yapısını dönüştürdü.
Bugün “sur içi” denilen Ä°stanbul hala ne yapılacağına karar verilemeyen Cumhuriyet Ä°stanbul’unun arasatta bıraktığı bir ÅŸehirdir. Hızla içi boÅŸaltılan, hayatla iliÅŸkisi koparılmak istenen, hafızasız bir Ä°stanbul’dur.
Ä°stanbul’un siluetini ÅŸekillendiren kubbelerin hayatla bağı koparılmış, müzeleÅŸtirilmiÅŸtir. Åžehrin meskun alanları hızla boÅŸalmakta, boÅŸalması teÅŸvik edilmekte; ÅŸehir turistik bir obje haline dönüştürülmektedir.
Ä°stanbullu tipi çoktan kaybolurken, bunun tek nedeninin yoÄŸun göç bask?s? olduÄŸu söylenemez. Ä°stanbul’un çekirdeÄŸini oluÅŸturan merkezler hızla boÅŸaltıldı. Ticaretten, el sanatlarına tarihin derinliklerinden gelen birikim can çekiÅŸmektedir. Ä°stanbul’un merkezi sur dışına kayarken kültür, sanat, basın alanları çoktan merkezi terk etti.
Gelinen noktada sur içi boşaltılarak müzeleşme yolunda hızla ilerlemektedir.
Hayatla iliÅŸkisi kalmamış, ölü, sadece temaÅŸa edilesi bir ÅŸehir… Mahallesi, evi, mimarisiyle tarihi dokusunu kaybetmiÅŸ, buna tezat abidevi kubbeleriyle ayakta kalmaya çalışan bir iskelet.
Ä°stanbul “turistik kolonyalizm”e teslim edilme tehlikesi altındadır.
Tarihi yarımadanın turizme terk edilmesi demek, bir tür yeni BeyoÄŸlu’na dönüşmesi demektir. Turizmin eÄŸlence ve alkol kültürü tarihi mekanları teslim almakta gecikmeyecektir. Bu sürecin camileri nasıl cemaatsizleÅŸtirdiÄŸi tecrübeyle sabit.
Sultanahmet’te Ramazan ÅŸenliÄŸi adına yapılan arabesk görüntü, gelenek adına geleneksizleÅŸmenin örneÄŸiydi. TuristleÅŸtirilmesi ise Ä°stanbul’un ruhunu çarmıha germekten baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil.
Ä°stanbul ufkunda yükselen gökdelenler, kazanma hırsının her türlü deÄŸeri umursamayan bir hoyratlığıysa tarihi Ä°stanbul’un içi boÅŸaltılarak turizme açılması da idam hükmünün verilmesi demektir. Ä°stanbul’u inÅŸa eden bir medeniyetin çocuklarının kutsanm?ÅŸ turizm sektörünün profan masalarına hizmetçi yapılması demektir.
Ruhu boşaltılmış kubbeler, can çekişen hanlar, hafızasını yitirmiş kütüphaneler, arınmayı bekleyen hamamlar, hayattan çekilmiş sokaklarıyla İstanbul bu gidişle oryantalist bakışların egzotik hazlarıyla yer değiştirecek!
Ýlgili YazýlarGenel
Editör emreakif on October 4, 2011