Emanet ÅŸapka, emanet lider
Siyasetin en heyecanlı döneminde, derin analizlerin, iddialı görüşlerin piyasaya sürüldüğü günlerde önemsiz gibi duran bir ayrıntı muhtemelen gözden kaçtı. Haber ÅŸu: Eski CHP Gaziemir Ä°lçe BaÅŸkanı Yüksel Demirsoy, CHP Lideri KılıçdaroÄŸlu’na hediye ettiÄŸi Ecevit’in kasketini geri istedi. Gerekçesi ise: ‘Son CumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinde de sosyal demokrasi anlayışıyla yakından uzaktan hiçbir ilgisi olmayan politik tutumunuzu gördükten sonra umutlarımızı ve geleceÄŸe olan inancımızı bütünüyle kaybeder duruma geldik. Halkı, solu, sosyal demokrasiyi simgeleyen ortanın solu yadigârı olan, size armaÄŸan ettiÄŸim o simge kasketi geri istiyorum.’
Bu olay sıradan bir ÅŸapkanın siyasi polemik konusu olmasından öte anlam taşıyor. Bir bakıma baÅŸta duran bir giysiden çok başın içiyle, zihniyetle yakından alakalı. Bir gösterge olarak ÅŸapka BatılılaÅŸmaya eÅŸdeÄŸer geliÅŸen modernleÅŸme serüvenimizin en vazgeçilmez unsuru. Her dönemin bir ÅŸapkası oldu çünkü…
KılıçdaroÄŸlu’na iÄŸreti duran Ecevit ÅŸapkası emanet olduÄŸu için geri isteniyor. Ecevit’in siyasi kimliÄŸini simgeleyen ÅŸapka ve mavi gömlek onun popülerliÄŸini tamamlayan göstergeler olsa da bu bizzat Ecevit’in karizmatik gücüyle elde edilmiÅŸ bir ‘halkçı Ecevit’lik imajıydı. ÅžairliÄŸi, romantikliÄŸi, Türkçe’yi iyi kullanımı, hatipliÄŸi bir yana Ä°nönü gibi bir siyaset kurduna baÅŸkaldırarak kazanılmış bir karizma vardı. KaraoÄŸlan imgesi ÅŸapka ve gömlekten sonra gelecektir. Åžapka giydiÄŸi için halkçı Ecevit olmamıştı. Tüm hafif ve naif romantikliÄŸine raÄŸmen siyasette risk alarak, Ä°nönü gibi birine isyan bayrağı açarak liderliÄŸi elde etmiÅŸti. Åžapka tüm bunları tamamlayan, sembolize eden bir aksesuar olabilirdi. İçi doldurulmamış bir imaja yaslanarak lider olunamayacağı gibi ÅŸapka giyilerek de ne halkçı, halk adamı ne de lider olunabiliyor.
Benzer biçimde Demirel’in de bir ÅŸapkası vardı. Türkiye’deki siyasetin önemli kırılma noktaları o ÅŸapkaya bakarak anlaşılırdı. Demirel ÅŸapkayı kime karşı sallıyor, ne zaman alıp gidiyor, tüm bunlar siyaseti okuma biçimi olarak birer anlama sahipti. Ecevit’in solcu oluÅŸuna ve Batıcılığına karşılık ÅŸapkası sol Kemalizm’in alameti farikası olan halkçı popülizmiyle uyumluydu. Köylülüğe yaslanan cumhuriyet halkçılığının bu ÅŸapkayı giydirmekti misyonu. Bu anlamda cumhuriyet köylülüğüyle örtüşen sembolizminin politik ifadesi olarak bakılabilirdi. Oysa Demirel’in ÅŸapkası hitap ettiÄŸi muhafazakâr Anadolu insanının başına zorla geçirilmeye çalışılan fötr ÅŸapkaydı. SaÄŸcılığında bile muhafazakâr jakobenizm vardı. Köylü kasketi de gönüllü giyilmemiÅŸti, kanun gücüyle kabul ettirilmiÅŸti ama ÅŸapkalardan ÅŸapka beÄŸenme zorunda kalınca Müslüman muhafazakâr Anadolu köylüsü de kasket giyerdi. Fötr ÅŸapkanın son derece elitist, beyaz bir çaÄŸrışımı vardı.
Bu nedenle tabanına inmeyen bir popülizmin simgesi olarak Demirel’in ÅŸapkası pek saÄŸlam durmazdı. Her darbede tabansız kalır Demirel’le beraber giderdi. Böyle olsa da Demirel’in ÅŸapkasıydı… Ecevit’inki de, Demirel’inki de ödünç ÅŸapkalar deÄŸildi sadece ÅŸapkaların temsil ettiÄŸi zihniyet ödünçtü. Ödünç bir uygarlığı temsil ediyordu. BaÅŸa geçirilen ama zihnen hazmedilmemiÅŸ, hatta kafanın içine nüfuz etmemiÅŸ bir Batılılığın temsilcisiydi. Tıpkı halkın yasal zorunlukla jandarma zoruyla giymek zorunda kalmasına raÄŸmen hala benimsememesi, kendi kalması gibi…
Åžapka bir giyim alışkanlığı olmaktan ziyade bir zihniyet meselesi oldu bu topraklarda. ‘Fes’ denilen ve Frenk usulü bulunan ÅŸapkanın baÅŸa geçirilmesinden beri… Tanzimat’la baÅŸlayan dönüşümün, BatılılaÅŸmanın, modernleÅŸmenin simgesi festir. Devlet memurlarına kavuk, sarık giymeyi yasaklayan II. Mahmut’a ‘gavur padiÅŸah’ denmeye baÅŸlandı.
Birinci Dünya Savaşı’nda, Milli Mücadele’de yine baÅŸa geçirilenler üzerinden zihniyet savaşı verilir. Askeri üniformaların siperliksiz olmasına dikkat edilen o dönemin özel dizaynı iktidarda kalışın son çırpınışlarıdır. Çanakkale’de, Filistin’deki asker ÅŸapkalarının neden Alman üniformasının biraz deforme edilmiÅŸ haliyle siperliksiz olduÄŸu bugün artık dikkat çekmez bile. Kuvayı Milliyecilerin kalpakları kuÅŸkuya yer vermeyecek biçimde ÅŸemsî siperliksiz serpuÅŸlardır.
Cumhuriyet devrimleri arasında en çok tartışılan ve toplumsal muhalefete neden olan husus da Frenk iÅŸi görülen, ulemanın fıkhen zinhar cevaz vermeyeceÄŸi ÅŸemsî siperlikli serpuÅŸları giymenin zorunlu kılınmasıdır. Bu uÄŸurda ‘atma hamidiyem atma ÅŸapka giyeceÄŸum’ gibi Karadeniz türküleri bile söylenecektir. Ä°skilipli Atıf Hoca gibi Kemalist elitle siyasal hesaplaÅŸması olan ulemadan rövanÅŸ alınması, yine ÅŸapka kanunun ihlal edilmesi gerekçe gösterilerek gerçekleÅŸecektir.
Kemalist elitin halka dönük görüntüsü, hep o soÄŸuk, yabancı, yapay, ellerinde melon ÅŸapkayla çekilmiÅŸ fotoÄŸraflarla temsil edildi. Siyah-beyaz fotoÄŸraflara yansıyan, matruÅŸ suratlı, rüküş takım elbiseli, ama daima elinde bir melon ÅŸapka… Bu görüntünün son temsilcisi politikacı olarak Demirel’di.
Ecevit ve Demirel’in dışında baÅŸka bir siyasetin temsilcisi Erbakan… O da takkeli olarak karikatürize edilecektir. Tıpkı Cumhuriyet Gazetesi karikatürlerinin çember sakallı, kazma diÅŸli ve kafasına takke kondurduÄŸu mürteci tipinin okumuÅŸ temsilcisi çaÄŸrışımına gönderme yapan takkeli oluÅŸ hali.
Bütün zamanların şapkalarından hangisiyle temsil edilirse edilsin politikacıların tekabül ettikleri bir sahici yer vardı. Hiçbir şapka emaneten başlarına geçirilmemişti.
Türkiye’deki muhalefetin toplumsal karşılığı ve siyasal vizyonu, KılıçdaroÄŸlu’nun emanet ÅŸapkası gibi duruyor. Bir türlü sahici bir söz, kendine ait bir tez sunamıyor topluma. LiderliÄŸi gibi siyasal görüşleri de emanet. Toplumun en mahrum kesiminden gelmesine raÄŸmen kendi olamayışın öyküsüdür KılıçdaroÄŸlu’nun kiÅŸisel siyaset ve liderlik öyküsü. Tıpkı geri istenen Ecevit ÅŸapkası gibi.
Ýlgili YazýlarKültür, Siyaset
Editör emreakif on August 16, 2014