Erbil izlenimleri 3 – Kürtler Türkiye’yi bölgeye baÄŸlayabilir
Dünyadaki güç dengelerinin hesaplaşma alanı haline Irak ve özelde Kürt bölgesindeki oluşumu birkaç faktöre indirgeyerek açıklamaya kalkışmak yanlışın en büyüğü olur. Bölgedeki gelişmeler sadece kimlik politikalarından ibaret olmadığı gibi petrole indirgemek de mümkün değil. Erbil-Kerkük hattında yaptığımız görüşmelerde Kürt yöneticilerin yaptıklarından emin ve mutlak haklılık psikolojisi içinde oldukları rahatlıkla gözlemlenebiliyor. Adeta mağduriyet psikolojisinden sonra elde ettikleri kazanımlar söylemlerinin tümünü meşrulaştırdığı izlenimi veriyor. Ne Kürt yöneticiler ne de bölgede yaşayan Kürtler elde ettikleri konumun kaçta kaçının gerçek ve kalıcı olduğunu düşünecek durumda değiller. Kürtlerin Saddam sonrası üzerlerindeki baskıyı kaldıran gelişmelerin reel politik olarak neye karşılık geldiğini kavramaları için zaman gerekiyor. Bu nedenle başta yöneticilerin, kendilerine karşı en küçük eleştiriyi Kürtlere karşı hasmane tavır olarak algıladıklarına tanık olunabiliyor. Bölge yönetimine Kürdistan denilmemesini bile varlıklarına karşı bir tehdit olarak algılayabiliyorlar. Kürt yöneticiler siyaset sosyolojisinin konusu olmayı da aşan bir durumla karşı karşıya olduklarını hala kavramamış görünüyor.
Bu arada Türkiye’nin bölgede iki açmazı var. Bunlardan biri “Türkmen kardeÅŸlerimiz” söylemi diÄŸeri ise PKK siyasetinin bölge siyasetinin tümünü belirliyor olması. Daha doÄŸrusu bu iki konunun Türkiye’yi rehin alacak düzeyde ele alınması. Irakla ilgisini Türkmenlerle sınırlayan ve tüm stratejisini bu söylemle meÅŸrulaÅŸtıran Türkiye aynı zamanda her ÅŸeyi PKK endeksli hale getirmekle de malul…
Türkiye Kuzey Irak’ta her yerde hissediliyor. Bir kere sokakta bol miktarda Türkçe levha ve konuÅŸmalarla günlük hayatın içinde. Tarihi Erbil Kalesi son zamanlara kadar kale ÅŸehir olarak canlı idi ve bu haliyle de geleneksel Türk evinin ilginç örneklerini sunuyor.
Türkiye’yi Kuzey Irak’ta kimlerin temsil ettiÄŸine bir bakalım. Bir kere uzun süredir askeri üs ve buradaki askeri birliÄŸi elinde tutuyor. Buradaki söylenti Kuzey Irak’taki üste 1800 kadar Türk askerinin bulunduÄŸu yönünde.
Ä°kinci olarak Erbil ve Süleymaniye’de Türk timleri bulunuyor. Bu timler anlaÅŸma ile görev yapıyor, üniformalı olmasalar da rütbeli askerlerden oluÅŸuyor. PKK faaliyetlerini araÅŸtırmakla görevliler.
Ä°THALATIN YÃœZDE 60’I TÃœRKÄ°YE’DEN
Türkiye’yi burada temsil eden en etkin varlık iÅŸadamları. Burayla ticaret yapan, büyük inÅŸaatları gerçekleÅŸtiren firmalar her yerde görülebiliyor. Bunun yanı sıra piyasada bulunan ihtiyaç mallarının büyük kısmı ya Türk malı veya Türkiye üzerinden geliyor. Ä°thalatın en az yüzde 60’ı Türkiye’den. Türk okulları, uzun süredir Türkiye denilince bu kurumlar akla geliyor. Kerkük, Erbil ve Süleymaniye’de toplam 8 okul var. Bozulan Irak mozaiÄŸi herhalde bir tek okullarda devam ediyor. Arapların Erbil’e giremediÄŸi, Kürt olanların Musul’a gitmekten korktuÄŸu ortamda farklı etnik kökenlilerin bir arada okuyabilmesi bile artık mumla aranır hale geldiÄŸi bir ülkede…
ABD’YE Ä°HTÄ°YACIMIZ YOK
Aslında, kimilerinin ismini anmaktan bile korktuÄŸu Kuzey Irak’taki Kürtlerin Türkiye’ye bakışını iyi deÄŸerlendirmek gerekir. BaÅŸta da belirttiÄŸim gibi bölgede oynanan oyunlar salt duygusallığa emanet edilemeyecek kadar çetrefilli ve bir o kadar da acımasız. Ne var ki bölge dışından gelen müdahaleler ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar sonuçta buranın kalıcı unsurlarıyla iÅŸ tutmak zorundalar. Bu noktada tarihi derinlik, kültürel payda daha geniÅŸ anlamda ortak medeniyet deneyimi devreye giriyor.
KUCAKLAYICI BÄ°R DÄ°L GEREKÄ°YOR
Sokaktaki Kürtlerin Türkiye’ye bakışını yok sayan bir yaklaşım sergilendiÄŸini daha somut kavrıyorsunuz. Bu anlamda Kürtler Türkiye’nin bölgedeki temsilcisi olmaya hazır. Sadece Türkmenlere sahip çıkmaya endeksli bir dış politika ÅŸu an çökmüş görünüyor. Bu söylem hem Türkiye’nin kendi vatandaÅŸlarını rencide ediyor hem de bölgede önünü tıkıyor.
Türkmenler kadar Kürtleri, Arapları kucaklayan bir dil inÅŸa edebilmeliydik. Åžu anda bile ortalama bir Iraklı Kürt Türkiye’nin açacağı kucaÄŸa koÅŸarak gelmeye hazır. Türkiye Kürtlere kendi temsilcisi olarak yaklaÅŸtığı oranda bölgedeki etkinliÄŸi ÅŸu ankinden çok daha fazla olacaktır. Yanlış politikalar OrtadoÄŸu’nun en eski iki kavminin arasını bulmak için Amerika’dan yardım istemeye itti.
Zor günlerimizde bize yardım ettiniz, halk bunu unutmuyor
Erbil’in önemli dini isimlerden Molla BeÅŸir Kürt yönetiminin Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı konumunda. Rahat bir Türkçe ile konuÅŸuyoruz. Din adamı ihtiyacını imam hatip enstitülerinden ve üniversitelerdeki Åžeriat fakültelerinden karşıladıklarını belirtiyor. Hutbelerde yönetimin fazla bir müdahalesi olmasa da önemli geliÅŸmelerde bazı talepleri olabiliyor. “Bizimle Türk askeri arasında çatışma olsun istemiyoruz. Türkiye zor günlerimizde bize yardım etti, halk bunu unutmuyor. Büyük devletler, batılılar Irak’ın parçalanmasını istiyor. Irak’ın birliÄŸi içinde federasyon olmasını istiyoruz. Ä°ÅŸgalden sonra Saddam’ın cinayetlerinden on katı insan öldü. Bu cinayetleri Iraklılar yapamaz.”
Kürt yönetimi gerçekleri görebilmeli
Kuzey Irak bölgenin en güvenli alanı. Bu baÅŸarı Kürt yönetimine güven verse de bunun Amerikan desteÄŸine baÄŸlı olduÄŸu biliniyor. Kürt yönetiminin retoriÄŸi bir yana bırakıp bölgenin gerçeklerini fark etmeden saÄŸlıklı bir yapı oluÅŸturmaları mümkün deÄŸil. Bunun en iyi farkında olan yine de sıradan halk. Amerika’nın kaç kez kendilerini yarı yolda bıraktığını, hatta Kuzey Irak’ta sükunet varsa bunun nedenini bu bölgede Amerikan askerlerinin olmamasına baÄŸlayanlar az deÄŸil. Kürtler, bölgedeki sorunların Türkiye’nin Kürt kimliÄŸini tanıması ya da Kürdistan kelimesini kullanmasıyla çözülecek kadar basit olmadığını, Türkiye de kendi kaygıları adına buranın kadim gerçeÄŸini, kültürünü karşısına alarak meseleleri çözemeyeceÄŸini anlaması gerekiyor.
Alfabe Kuzey Irak için yol ayrımı olacak
Kuzey Irak’taki Kürt yönetiminin yönünü nereye doÄŸru çevireceÄŸi sorusunun cevabı alfabe meselesinde yatıyor. Irak’ın bütünlüğünü korumak, Kürtlerin Ä°slam kültür birikimiyle baÄŸlarını canlı tutmak konusunda önemli bir karar olarak duruyor. Geçen yıl çıkan haberlere göre aÅŸamalı olarak Latin alfabesine geçme kararı alınmıştı. Bu amaçla bazı okullarda deneme uygulamasına geçildi. Latin harfleri yavaÅŸ yavaÅŸ yaygınlaÅŸtırılsa da hâlâ eÄŸitim alanında Arap alfabesi kullanılmaya devam ediyor. Latin alfabesine geçilmesi konusunu KDP Merkez komitesinden Safin Dizayi’ye sorduÄŸumda, “Bu akademik çevrelerde tartışılıyor. Siyasi olarak deÄŸiÅŸtirilmesi yönünde bir karar alınmadı” ÅŸeklinde cevap verdi. Anlaşılan o ki, niyetleri deÄŸiÅŸtirme yönünde olsa da pratik kaygılarla ertelenmiÅŸ görünüyor. Alfabenin deÄŸiÅŸmesi Kürtleri sadece Irak’tan koparmakla kalmayacak kendi tarihi, hafızası ve ortak kültürden de koparacak. Kürt yönetiminin bu yönde atacağı adım, Kürtlerin sekülerleÅŸtirilerek dönüştürülmesi anlamına gelecek.
Ýlgili YazýlarYazı dizisi
Editör emreakif on December 6, 2007