Eski köke yeni payanda: MHP
Son seçimlerin uzun vadede siyasi yelpazeyi etkileyecek en önemli sonuçlarından biri MHP ile CHP arasındaki iliÅŸkidir. Ä°ki parti arasında kurulan bu iliÅŸkinin siyasal ve sosyolojik neticesi ya da bu iki partiyi birbirine yaklaÅŸtıran sosyolojik ve ideolojik yapı benzerliÄŸi, ‘camia’nın CHP’ye verdiÄŸi destekten daha kalıcı bir etkiye sahiptir.
Bir birine çok zıt gibi görüntü veren bu iki partinin ortak kaygılarla iÅŸbirliÄŸine gitmelerinin alenileÅŸmesi 2007’deki ‘kriz günleri’nde gerçekleÅŸmiÅŸti. Devlet iktidarını savunma adına MHP’nin CHP ile ortak hareket etmesi üzerine Cumhuriyet baÅŸyazarı Ä°lhan Selçuk ilginç bir tespit yapmıştı. MHP’nin 2007 deki ‘kriz günleri’nde sergilediÄŸi tavrı Türk-Ä°slam sentezinin çöküşü olarak niteleyerek şöyle demiÅŸti: ‘MHP aslına rücu etti, milliyetçilik ÅŸiarını benimsedi, bu seçim kampanyasında dincilere karşı çıkıyor…’
Ulusalcı Kemalizmle milliyetçi Kemalizmi ‘dinciliÄŸe karşı çıkmak’ ve devlet iktidarını tahkim etmek, korumak siyasi hattında birleÅŸtiren tavır, son seçimlerde de daha derin stratejik iÅŸbirliÄŸi ve sofistike bir yöntemle devam etti. Siyaseten stratejik bu iÅŸbirliÄŸinin iktidara karşı salt muhalifler arası geçici bir koalisyondan ibaret olmadığını 2007’den bu yana tüm seçimler gösterdi.
Su yüzüne çıkan bu iÅŸbirliÄŸinin benim açımdan ÅŸaşırtıcı hiç bir boyutunun olmadığını belirtmem gerek. Her ne kadar Cumhuriyet Gazetesi çizgisinin bir dönem Marksist sola yakınlaÅŸmasına karşılık MHP çizgisinin antikomünist, hatta Türk Ä°slam sentezi bir görüntü vermesine raÄŸmen iki siyaset de aynı ideolojik kodlardan beslendi. Ancak Türkiye’de siyasetin geçirdiÄŸi dönüşüm, farklı sosyolojik yapılara hitap eden bu iki akımın bir süre tam zıt kamplarda oldukları izlenimi uyanmasına neden oldu.
Her iki partinin temelde beslendiÄŸi Gökalpçı Türkçülük ve Batıcılık çizgisi Kemalizmin de teorik zeminini oluÅŸturur. Sol Kemalizm ve saÄŸ Kemalizmin bir versiyonu olarak temel ilkelerden beslenirler. Sol Kemalizmin doÄŸal tabanı olan seçkincilerin sosyalizm nezlesine tutulmaları gibi saÄŸ Kemalizmin militan savunucusu olarak MHP’nin de toplumsal olarak beslendiÄŸi tabanın inancına yakınlaÅŸmasından doÄŸal ne olabilirdi?
12 Eylül bu parantezi kapattıktan sonra, muhafazakâr ve saÄŸ Kemalizmin temsilcisi olarak MHP, devlet iktidarı söz konusu olduÄŸu her durumda ilan edilmemiÅŸ iÅŸbirliÄŸine gitmekten çekinmeyeceklerdir. Özellikle son 10 yıllık süre içinde CHP’nin gittikçe ulusalcı bir çizgide, daha marjinal bir azınlık partisi olarak, statükoyu ve statükodan beslenen bürokratik yapıyı ve çıkar gruplarını savunmak adına sığındığı tek söylem ulusalcılık oldu. Bu sebeple de etnik temelli milliyetçilik, seküler sekter kimlik politikaları ile ÅŸehirli, okumuÅŸ tabana yaslanan ve gittikçe marjinalleÅŸen bir parti konumuna itildi.
Bu süreçte MHP de sağ Kemalist reflekslerle etnik kimlik siyasetine tepkiyi esas alan bir milliyetçiliği öne çıkarırken sağ Kemalist kodlarına geri dönecektir.
Sosyolojik olarak bakıldığında yükselen MHP varlığı, daha çok vatan, millet gibi korku ve heyecan temaları ile yüklü kırsal kesime yaslanıyor.
Ulusalcıların daha elitist ama toplumsal desteÄŸi gittikçe azalan tabanının yerini doldurmaya aday MHP gibi görünüyor. Burada CHP açısından yeni olan; AK Parti iktidarına karşı genç ve okumuÅŸ kitlelerin tepkilerini, öfkelerini, muhalefetini, protest tavrını, seküler dille mobilize etme imkanı ortaya çıkıyor. CHP’nin hantal kadrosu ve konformist kitlesi açısından bakıldığında bu protest muhalif gençliÄŸin taleplerini ne kadar karşılayacağı şüpheli…
Benzer biçimde MHP de, özellikle Orta Anadolu’nun kırsal kesiminden ve daha çok dar gelirli muhafazakâr kitleden beslenirken bölünme korkusu ve etnik kimlik siyaseti üzerinden CHP’nin boÅŸalttığı batıdaki ÅŸehirli ulusdalcı tepkisel alanı doldurmaya aday gibi görünüyor.
Kemalizmin ideolojik olarak etkisizleştiği bir ortamda farklı tarz ve görünümde adeta yeniden üretilmesi sürecini, aynı çizginin iki zıt ucunda, farklı görünen iki parti tamamlamış oluyor.
Ãœlkenin kıyılarına sığınan CHP ile muhafazakâr saÄŸ Kemalizmin temsilcisi MHP’nin, ÅŸehirleÅŸme sürecinde marjinal milliyetçilikten uzaklaÅŸan sol ve saÄŸ Kemalizm arasındaki farkın kapanmasıyla, seküler milliyetçi bir siyasette buluÅŸmaları; hangi ihtiyacı karşılar, hangi sorunu çözebilir sorusu ayrı bir konudur.
Bir yanda Kemalizm marjinalleÅŸtikçe onu yeniden üretecek, siyasal temsiliyetini sistem içinde etkin hale getirecek formülasyon olarak MHP’nin ‘aslına rücu etmesi’ gerekiyordu. Daha doÄŸrusu Gökalpçi temeller yeniden keÅŸfedilirken Türkiye’nin toplumsal yapısını zorlayan bir tarz-ı siyaset, yeni biçimleriyle kalıcı ittifaklara doÄŸru yelken açacak demektir.
Ýlgili YazýlarDüşünce, Siyaset
Editör emreakif on April 3, 2014