Ä°ran’a niyet Pakistan’a köstek
Dün Pakistan Devlet BaÅŸkanı Zerdari ile Ä°ran CumhurbaÅŸkanı Ahmedinejat bir temel atma töreninde bir araya geldi. Normal ÅŸartlarda komÅŸu iki ülkenin doÄŸal gaz boru hattı gibi enerji ihtiyacını karşılayacak ortak bir yatırımda bir araya gelmesinde yadırganacak bir durum olmasa da resmen baÅŸlatılan temel atma töreni Amerika’nın tepkisine neden olacak nitelikte.
Aslında iki ülkenin de benzer gerekçelerden dolayı Amerika ile başının dertte olduÄŸu söylenebilir. Her ne kadar bugünlerde Ä°ran’ın nükleer programından dolayı cezalandırıldığı, ambargoya maruz kaldığı gündemde olsa da Pakistan’ın durumu da çok farklı sayılmaz. Ä°ran ekonomik ambargoyla karşı karşıya olsa da elindeki stratejik kozlarını pazarlık unsuru olarak kullanabildiÄŸi için bugüne kadar belli dengeler içinde süreci idare edebildi. Muhtemelen çok sıkıştığında Amerika’nın başını çektiÄŸi blokla anlaÅŸacak ve kozlarını sonuna kadar kullanacaktır.
Pakistan 1980’lerde, Ziya-ül Hak döneminde baÅŸlattığı nükleer programını realize ederek Hindistan’la giriÅŸtiÄŸi yarışı kazanmış, 1990’lardaki baÅŸarılı denemelerle nükleer güç olduÄŸunu fiilen kabul ettirmiÅŸti. SoÄŸuk savaÅŸ döneminde Sovyetlere yakın duran Hindistan’ın nükleer güç olma çabalarını dengeleyici bir unsur olarak Pakistan’ın nükleer silah sahibi olmasına göz yumulmuÅŸtu. Ancak 2000’li yıllara gelindiÄŸinde Amerika Hindistan’ı bölgesel güç olarak Çin’e karşı yanına çekmiÅŸ, nükleer gücünü de de facto kabul ederek stratejik olarak Pakistan’ı yalnızlaÅŸtıran bir hamle yapmıştı.
Yeni dönemde Pakistan’a yönelik olarak, elindeki nükleer silahlardan vazgeçmesi yönünde üstü örtük baskılar baÅŸlatıldı. Pakistan’ın bu silahları koruyamayacağı, bunların ‘Ä°slamcı teröristlerin’ eline geçme riski bulunduÄŸu yönünde propagandanın yanı sıra sistematik olarak tırmandırılan bir istikrarsızlaÅŸtırma sürecine girilmesi tesadüf deÄŸildi.
Ä°ÅŸte nükleer program sahibi iki komÅŸu ülkenin doÄŸal gaz hattı gibi zaten kendi başına stratejik bir deÄŸer ifade eden yatırıma imza atmaları küresel dengeler açısından da önemli. Zira Hindistan’a kadar uzanacak, IPI (Ä°ran-Pakistan-India) olarak bilinen bu boru hattı sadece Pakistan’ın enerji ihtiyacını karşılamakla kalmayacak, hem Ä°ran’ın elini güçlendirecek hem de Pakistan’a stratejik bir üstünlük saÄŸlayacak. Ne var ki, iki cezalı ülkenin, özellikle Pakistan’ın gerek uluslararası konumu gerekse iç sorunları nedeniyle bu projeye karşı muhtemel tepkileri nasıl göğüsleyeceÄŸi sorusu cevaplanmayı bekliyor.
Pakistan’ın Amerikan öfkesini çekmesi, sadece Ä°ran’la kurduÄŸu boru hattı projesiyle sınırlı deÄŸil. Belki de daha önemlisi Pakistan-Çin iliÅŸkileri Amerika’yı fazlasıyla tedirgin etmekte. BilindiÄŸi gibi soÄŸuk savaÅŸ döneminde de Pakistan’ın Çin’le önemli iliÅŸkileri vardı. Pakistan Kuzey-doÄŸudan Çin’in sınır komÅŸusu. Sürekli açık olmasa da HindukuÅŸlar’dan karayolu ile Çin’e baÄŸlantısı bulunuyor.
Bu süreçte Çin, Pakistan’ın Belucistan eyaletinde Hint Okyanusu kıyılarında, Hürmüz BoÄŸazı’nın hemen giriÅŸinde bulunan Gwadar Limanı’nın inÅŸaatını gerçekleÅŸtirdiÄŸi gibi iÅŸletmesini de aldı. Derin sulara sahip bu liman büyük tonajlı gemilerin yanaÅŸmasına elveriÅŸli olmasıyla ayrı bir önemi haiz.
Geleneksel Çin-Pakistan dostluÄŸundan öte bir anlam taşıyan Gwadar Limanı son derece stratejik bir tercih. Amerika’nın bir yandan Çin’i kuÅŸatmaya çalışırken (Burma’da da Çin’e uzanan bir doÄŸal gaz boru hattı olduÄŸunu hatırlayalım) müttefiki olarak bilinen Pakistan’ın Çin’le bu kadar yakın iÅŸ tutmasını görmezden geleceÄŸini düşünmek imkansız. Zira bu liman Hürmüz BoÄŸazı’nın hemen giriÅŸinde jeo-stratejik olarak açık bir tehdit olarak algılanacak öneme sahip. Ä°lerde Çin’in askeri amaçla da kullanma ihtimaline karşı Amerika Pakistan üzerindeki tüm etkisini kullanacak demektir. Ayrıca karayolu ile de Hint Okyanusu’na Pakistan üzerinden ulaÅŸma imkanı vermesi de stratejik bir adım.
GeçtiÄŸimiz günlerde Pakistanlı genç bir siyasetçi, ülkedeki Sünni-Åžii gerilimi, Belucistan sorunu çerçevesinde gelen bir soruya karşılık tam da bu noktayı iÅŸaret etti: ‘Elbette kendi iç sorunlarımız büyük, bir otorite boÅŸluÄŸu var ve bunun suçunu yabancılarda aramak kolaycılık olur. Fakat bazı stratejik tercihler, küresel güçlerin devreye girip sorunları daha da büyütmesine neden oluyor. Mesela Çin’in Belucistan’daki yatırımı doÄŸrudan iç iÅŸlerimizde kaos oluÅŸturuyor.’
Belucistan Ä°ran’ın Sünni çoÄŸunluÄŸun bulunduÄŸu eyaleti. Sünni ayrılıkçı hareketler bir süredir hayli aktif. Sınırın diÄŸer tarafında da Sünni Pakistan’dan ayrılmak isteyen Belucî bir hareket var. Farklı dil ve etnik gruplardan ama ortak paydası islam olan unsurlardan kurulan, Pakistan’da sosyolojik ve tarihsel olarak ayrılıkçılığa en yakın olan PeÅŸtunlar yerine Belucîlerin son zamanlarda hareketlenmesi Pakistanlı siyasetçinin sözlerini hatırlatıyor.
Editör emreakif on March 12, 2013