IŞİD’in PR deÄŸeri
Irak’taki son geliÅŸmeleri açıklamaya çalışırken ezberlerimizi devreye sokarak hemen ‘IŞİD’in arkasında Amerika’ olduÄŸunu ilan ederek tüm sorumluluktan sıyrılmış, bölgenin en girift meselesini bir çırpıda çözmüş olduk. Irak gibi OrtadoÄŸu’nun merkezi/özeti bir ülkede elbette Amerika’yı her olay ilgilendirir, tıpkı Suriye’de olduÄŸu gibi. Ama toplumsal, tarihsel arka planı, siyasal geliÅŸmeleri, yerel aktörleri atlayarak bir anda ABD projesi kolaycılığına kaçmak sorunu çözmüyor. Olaya jeostratejik denklem açısından bakıldığında, OrtadoÄŸu’da Amerikan-Ä°ran gizli ittifakı ile bir Åžii hilali oluÅŸturulduÄŸunu söyleyenler ÅŸimdi de bu stratejik denklemi bozan karşı Sunni (IŞİD ne kadar SunniliÄŸi temsil ederse) Amerikan denklemi izahına sarılmaları da o kadar tutarlı. Ä°ran’ın Suriye ile dogrudan karasal ulaşımını kesen IŞİD’in Esad tarafından kurdurulduÄŸu türünden ezber analizleri boÅŸa çıkarıyor.
-Amerika’nın Irak iÅŸgaline karşı çıkan direniÅŸ grupları ile, ABD’nin hegemonik gücüne doÄŸrudan karşı çıkamayan bölgesel güçlerin direniÅŸ adı altında nasıl bir rol oynadıkları sorusu da bu çerçevede anlamlı olabilirdi. Jeostratejik hesaplar, güç ve çıkar iliÅŸkilerinin ne denli ahlakı boyuttan yoksun pragmatizmle harmanlandığını görmek için iyi bir alan burası… Kimin oyun kurucu kimin arada kullanıldığını ilk bakışta her zaman kestirmek zor. Hele Amerikan pragmatizmi devreye girmiÅŸ ise hatlar daha karışacak demektir. ‘Gölgelerin gücü adına’ savaÅŸ baltalarını sallayanlar, hedef gösterilenler her zaman göründüğü gibi olmayabilir.
IŞİD cephesinde en somut geliÅŸme Kürtlere yaÅŸanan çatışmalarda ortaya çıktı. Kürt bölgesinin silahlı gücü PeÅŸmergelerin sanılandan dirençsiz çıkıp belli bir alanı IŞİD’e teslim etmesi yeni bir durum oluÅŸturdu. Yezidilerin yaÅŸadıkları bölgeden sürülmeleri bir insanlık dramını gündeme getirdi. Amerikan askeri kaynaklarının açıklamaları ile Yezidi göçünün fiziksel mevcudiyeti medyadaki haberlerle çeliÅŸiyor. Bu tür durumlarda manupülatif boyutun olabileceÄŸi bir yana acımasız bir ÅŸiddet ve katliam yaÅŸandığı açık. PeÅŸmergelerin geri çekilmesi Mahmur Kampı’nın bile boÅŸaltılmasını gündeme getirmiÅŸti.
Erbil’in tehdit altına girmesi Amerika’nın kırmızı çizgileriydi. Amerikan iÅŸgalinin tek baÅŸarılı projesi’ sayılan Erbil yönetiminin tehdit altına girmesi hem imaj hem de stratejik bir kayıp olacağından buna izin verilmeyeceÄŸi açıklandı. Ve bunun üzerine hava hareketi gündeme geldi.
Ancak bu arada baÅŸka bir geliÅŸme Türkiye açısından da önemliydi. PKK ve onun Suriye’deki uzantısı PYD’nin askeri kanadının IŞİD’e karşı savaÅŸmak için devreye girmesi..
PKK militanlarının kendisini terör listesine alan Amerikan güçleriyle adeta omuz omuza IŞİD’e karşı savaÅŸmak için Kandil’den inmesinin askeri olduÄŸu kadar psikolojik anlamı daha önemli.
IŞİD’in kendinden olmayan baÅŸka Müslümanları, gayrımüslim sivilleri bile katletmekten çekinmeyen ÅŸiddeti Batıda zaten var olan islamofobiyi daha da pekiÅŸtirdi. Sadece Irak veya Suriye’de deÄŸil OrtadoÄŸuyu da aÅŸan geniÅŸ coÄŸrafyada Müslümanlara yönelik pek çok askeri siyasi operasyonları meÅŸrulaÅŸtırıcı bir iÅŸlev göreceÄŸi muhakkak. IŞİD gösterip Sisilere razı olmak gibi mesela.
Bu imajın medyatik ortamda iyice zihinlere kazındığı bir ortamda PKK’nın adeta Batılılarla müttefik gibi devreye girme teÅŸebbüsü askeri deÄŸerinden çok siyasal imajı ve sonuçları çok daha önemli PKK açısından. Bir tür Saddam’ın dini yapılanmalara hele hele Ä°ran tehlikesine karşı Baascı laikliÄŸin desteklenmesi gibi sonuç almayı hedefledikleri açık. Ä°deolojik yapısı ve söylemi itibariyle din dışı bir özelliÄŸi olan, hatta dine karşı olan Marksist -Stalinist kökenli bir örgütün dinci olarak yaftalanan bir örgüte karşı savaÅŸa girmesinin ne anlamı olabilir? Batı ve özellikle ABD nezdinde PR savaşına dönüşen bu son giriÅŸimin PKK için aklanmaya yetip yetmeyeceÄŸini ÅŸimdiden kestirmek zor olsa da bir yol açtığı muhakkak.
IŞİD’le savaşın bir baÅŸka boyutu da PeÅŸmerge-PKK rekabetinin ortaya çıkaracağı durumla yakından alakalı. Amerikan desteÄŸi ile PeÅŸmergelerin bazı stratejik yerleri geri almaları en azından Erbil’in ateÅŸ hattına girmesinin engellenmesi bu rekabetin ne denli önemli olduÄŸunu ortaya koyuyor. Kürtler nezdinde kurtarıcının kim olacağı, Kuzey Irak’ta kimin sözünün geçeceÄŸinin silahlar üzerinden mini provası oldu.
Tüm bu savaÅŸ oyunlarının, stratejik hesaplarının ötesinde OrtadoÄŸu’da Müslümanlığın yüzlerce yıldır inÅŸa ettiÄŸi dokunun tahrip edilmesi gerçeÄŸi en vahimi Sunni Müslümanlarla Åžii müslümanların düşman kesildiÄŸi, Müslüman Arapla Kürdün birbiriyle savaÅŸtığı, Arapla Arabın siyasal ayrışmalar nedeniyle kan akıttığı bir coÄŸrafya oluÅŸturuldu…. Kendimize gelmezsek OrtadoÄŸu ağır bedel ödeyecek.
Editör emreakif on August 19, 2014