Kürt senaryoları?

Dünya sistemi denilen merkezi güçlerin bölgesel hesaplarının yahut kendi aralarındaki rekabet ve çekişmelerin muhtemel sonuçlarının doğru okunması karar vericileri de vatandaşı da doğrudan etkiler. Kitlelerin siyasetle doğrudan ve bu denli ilgili olduğu toplumlarda her yorum, muhtemel gelecek öngörüsü memleketin sosyal dokusunu bile etkileyebilir. Çünkü her şeyin siyasetten beklendiği aşırı politik toplumlar patlamaya hazır, gergin bekleyiştedir her durumda.

Ne var ki, dost muhabbetinde dünya siyasetine dair en iddialı yorumları yapan vatandaşla analistler, yorumcular hatta karar vericiler arasında bazen muhteva ve perspektif farkı kalmıyor.
Siyasi polemiklerin, milliyetçi duyguların rehin aldığı kitlelere malzeme taşıyan aydınlar, siyasilerin ucuz polemik düzeyindeki strateji, dünya ahvaline dair okuma biçimlerinin sonuçlarını çoğu kez fark etmezler. Zira derinliksiz analizlere yaslanmış iri iri harflerle kurulu cümlelerin siyasal ve toplumsal faturası ağır olur.

Dolaylı gibi görünen giriş denemesinin yaşamakta olduğumuz süreçle doğrudan ilişkisi var. Her ne kadar küresel karar mekanizmalarının eskisi kadar dünyayı şekillendirme yeteneği olmasa da hala sistemik yapılar belli ilişkiler üzerinden şekilleniyor. Burada yanıltıcı okuma biçimi ise sistemik belirleyiciliğin sanıldığının aksine sadece askeri ve ekonomik güçten ibaret olmayışıdır. Kurguların entelektüel ve akademik boyutu ihmal edildiği için aydınlarla gazete okuyucusu düzeyinde ilgilisi arasında fark kalmıyor.

SoÄŸuk SavaÅŸ henüz bitmeden önce Amerika’da ‘liberal Ä°slam’ konusunda yapılan teorik çalışmaları dikkatle izleyenler bunun akademik bir meraktan ibaret olmadığını görürüler. KüreselleÅŸme eÅŸliÄŸinde kapitalizmin ve liberalizmin zaferini yani ‘tarihin sonu’nu ilan eden ideolojik ama bilimsel görünümlü çalışmaların ne türden kurgulara yol gösterdiÄŸi konusunda düşünmek kafa konforumuzu bozabilir.

Akademik ve teorik tartışmalar bir yana kısa ve orta vadede muhtemel gelişmelere dair senaryolar üreten, alternatifleri tartışan çok sayıda düşünce kuruluşu sık sık raporlar yayınlar. Bu raporların bir kısmı mevcut iktidar güçlerini etkilemeye yönelik olduğu gibi yol göstermek veya mevcut politikaları açıklamak anlamında durum değerlendirmesi mahiyetindedir.

Bu kuruluÅŸların yaptığı çalışmaların yönetimlerdeki karşılığı, hangi siyasal ve ekonomik çıkar grubunun temsilcisi olduÄŸu, hangisinin ne kadar ciddiye alınması gerektiÄŸi mevzuu da raporlar kadar önemlidir… Aksi takdirde üretilen sayısız rapor, araÅŸtırma içinde boÄŸulup kalmak pek mümkün…,

Sadece İslam liberalizmi, sekülarizm gibi üst başlıklı ilintili çalışmaların Türkiye özelinde, isim sahibi akademisyenlere yaptırılan çalışmaların listelenmesi bile gelecek tasarımı açısından önemli ipuçları verir. Her şeyin bu çalışmalara göre şekillendiği iddia edilemez; ancak, küresel güçlerin ne düşündüğüne, siyasal kurgularına dair okuma imkanı verir.

Düşünce kuruluşları daha çok siyasette karar vericileri yönlendirmeye, durum analizi sunan çalışmaları ile öne çıkar. Dahası dünyaca tanınmış, ses getiren pek çok raporları yayınlayan kimi kuruluşlar doğrudan derin devlet yapılanmalarıyla, istihbarat örgütleriyle ilişkilidir. Tez çalışmalarının bile istihbarat örgütlerince, devletin belli kademelerince yönlendirildiği, zengin vakıf imkanları ile desteklendiği akademik ortamdan söz ediyoruz.

2000’lerde yayınlanan ‘ılımlı Ä°slam’ raporu hayli ses getirmiÅŸti mesela. Bu rapordaki tespit ve öneriler kadar yayınlayan kurumun siyasetle kurumsal iliÅŸkisi de önemliydi. Zira Ä°slam dünyasındaki muhtemel geliÅŸmeleri öngören tespitlerin son on yılda teker teker sahneleniÅŸine tanık olduk.

Bugünlerde RAND olarak bilinen Amerikan düşünce kuruluÅŸu, bağımsız Kürt devleti baÅŸlığıyla geniÅŸ bir çalışma yayınladı. ‘Reginal Ä°mplication of an Ä°ndependent Kurdistan’ baÅŸlıklı çalışma bağımsız Kürt devleti projesinin bölgesel etkilerini ele alıyor; bir kaç açıdan önemli.

Her ÅŸeyden önce RAND gibi Amerikan sisteminde merkezi bir yeri olan kurumun deÄŸerlendirmelerini dikkate almak gerekir. En önemlisi Amerikalılar Kuzey Irak’ın Bölgesel Kürt yönetiminin bağımsızlık ilan etmesine nasıl bakıyorlar, hangi faktörleri ciddiye alıyorlar? Belki de bölgede yaÅŸayanlar olarak haritaları etkileyecek bir senaryo hazırlayanların varsayımlarının ne kadar gerçekçi olup olmadığını test etme imkanı veriyor.

Türkiye’nin kendi Kürtleri ile iliÅŸkilerinin en sancılı süreçten geçtiÄŸi dönemde böyle bir raporun yayınlanmış olması tek başına ciddiye alınması gereken bir husustur.

Merkezi Irak yönetimi, Türkiye ve Ä°ran’ın pozisyonları, yaklaşımları, ellerindeki imkan ve zayıflıklar, her an deÄŸiÅŸkenlik gösteren ittifaklar analitik biçimde deÄŸerlendiriliyor. Özellikle Kürt milliyetçiliÄŸinin Kürt oluÅŸumundan bağımsız bir faktör olarak deÄŸerlendirilmesi önemli uyarı… Tüm jeopolitik ve jeokültürel çözümlemelerin odağında ise petrolün siyasi coÄŸrafyayı belirleyici gücünün öne çıkarılması, tüm ihtimallerin deÄŸerlendirilmesi gelecek tasarımı hakkında ipucu verir mahiyette.

Ankara’nın adeta karar verilmiÅŸ bir projeyi bozmak adına müdahalede bulunduÄŸu izlenimi veren çabaları ile RAND raporu ve zamanlaması bir arada deÄŸerlendirildiÄŸinde IŞİD sonrası Irak’a dair planlar ve bölgesel etkileri hakkında öğretici olabilir.

Ýlgili YazýlarDüşünce

Editör emreakif on November 17, 2016

Yorumunuz

Ä°sminiz(gerekli)

Email Adresiniz(gerekli)

KiÅŸisel Blogunuz

Comments

Diðer Yazýlar

Bir Önceki Yazý: