Netanyahu, tabuları yıkarken…

Netanyahu’nun Amerikan Temsilciler Meclisi’nde konuşma yapması, verdiği mesajdan çok sunduğu resim açısından önemli. Obama’nın muhalefetine rağmen Cumhuriyetçilerin davetiyle kürsüye çıktı ve hiç de yabancılık çekmediği bir ortamda önce kendi seçmenine seslendi.. Amerika’nın İran’la yaptığı nükleer görüşmelerin neden sürdürülmemesi gerektiğini ikaz hatta ihtar eden bir konuşma yaptı. DEVAMI>>>

Dinde iki farklı protestanlaşma

Memleketin nasıl bir ruh halinde olduğunu anlamak için dün gazetelerde yer alan bir haber son derece sarsıcı geldi bana. Olay Muş’ta geçiyor. Her biri iki ve beş yaşlarında iki çocuk sahibi anne, internet ortamında veya başka vesilelerle IŞİD ile temasa geçiyor. Etkileniyor ve bunu eşinin fark etmesi üzerine çocuklarıyla beraber sınırı geçip örgüte katılıyor. Sonrası malum; pişmanlıklar… Polis memuru olan eşinin çabalarıyla çocukların kurtarılması, işin polisiye tarafı. İki çocuk sahibi bir annenin çocuklarını alarak gayrı resmi yollardan savaş bölgesine geçmesi ve bir örgüte katılma kararı vermesi… DEVAMI>>>

Islamophobia the vanguard for ‘European Islam’

Few exceptions aside, it is very difficult to hear a sermon in that country’s language upon entering any mosque in Europe. The language used is generally the language of the descendents of the mosque’s founders and its congregation. All of a sudden one gets the sense of being in a mosque in Anatolia or Pakistan. Not just the language, but all the rituals adopted in the mosque, right down to its decorations are reminiscent of the cultural roots of its congregation. Mostly they resemble poor copies of the societies they hail from. DEVAMI>>>

‘Avrupa İslamı’nın keşif kolu İslamofobi

Bazı istisnalar dışında Avrupa’da herhangi bir camiye girdiğinizde o ülkenin dilinde bir hutbe dinlemek zordur. Genellikle cami kurucularının, cemaatinin kökenleri ne ise o dil hakimdir. Bir anda kendinizi Anadolu’da yahut Pakistan’da bir camide hissedebilirseniz. Sadece dil değil, camiye dair ritüeller, tefrişata kadar her şey cemaatin kültürel kökenlerini hatırlatır. Çoğunlukla da geldikleri toplumun kötü kopyası durumundadır. DEVAMI>>>

Dogmadan kurtulmuş boşluklu toplum

Her türlü dogmadan kurtulup özgür birey olmak…

Ne kadar fiyakalı duruyor bu ifade.
Köhnemiş adetleri, tutucu gelenekleri atacak, özgürlüğün önünde birer pranga olan hurafelerden kurtulacak, insan düşüncesine ket vuran, baskılayan her türü dini düşünceden sıyrılarak özgürleşecektik. DEVAMI>>>

Türbe ve sıfır sorun

Süleyman Şah Türbesi operasyonunun gündelik siyasetin tüketim nesnesi olarak kullanımı asıl sorunu perdeliyor. Operasyonun başarısı, topraktan vazgeçilmesi gibi polemiklerden öte bize hatırlattığı bir gerçek var. Eğer tasfiye edilmiş bir imparatorluğun varisi iseniz tasfiye ile hesaplaşmadan “sıfır sorun” idealiniz her an provoke edilebilir. DEVAMI>>>

Malcolm X the truth hunter

Today marks the 50th year of Malcolm X’s martyrdom. He was murdered on Feb. 21, 1965 at the highpoint of his struggle and at a time when he had comprehended the universal truth of Islam and had started voicing his discourse of the fraternity of Islam as a solution to the racism/discrimination between whites and blacks. DEVAMI>>>

Hakikat avcısı Malcolm X

Bugün Malcolm X’in şehadetinin 50. yılı. 21 Şubat 1965 tarihinde mücadelesinin zirvesindeyken İslam’ın evrensel hakikatini idrak ettiği, beyaz ve siyah ırkçılığına/ayrımcılığına karşı İslam kardeşliği söylemini dillendirmeye başladığı dönemde katledildi. DEVAMI>>>

İnsana karşı fıtratı savunmak

Ne ilk maalesef ne de son olmayacak gibi görünen bir cinayetle insanlığımızdan utandık. Bir sürü yarım, laf kalabalığı arasında vahim suçlamalar, ithamlar, sözüm ona çözüm adına ortaya dökülen kir pas… Bir insanlık suçuna karşı çıkarken, acısını hissetmeye çalışırken insanlık adına utanç verici teklifler, bu memlekette okumuş yazmışlar katındaki ölçünün, izanın, ilkenin, ahlaki seviyenin nerelere indiğini gösterdi. İbret alınası bir cinnet hali yaşanıyor. DEVAMI>>>

Bir şarkiyatçının ideolojik portresi

Gerçek tarihçi, her namuslu ilim adamı gibi bir hakikat avcısıdır. Tarihin karanlığında insanlık maceramızın peşinde koşar. Yıkıntılar, belgeler, söylentiler, kütüphaneler arasında bir “dünya” kurar. Tarihçinin inşa ettiği dünya, ortaya çıkardığı hakikat yarına ışık tutar. Hiç bir tarihçi bulduğu belgeleri, hakikati yok sayamaz. Kendi düşüncesi ve kanaatine zıt olsa bile keşfettiği gerçekliği ifşa etmek zorundadır. DEVAMI>>>