Åžiddete teslim olmak ya da temsiliyet
Sadece son birkaç gündür OrtadoÄŸu’da olanlara dışarıdan bakan bir gözün bu coÄŸrafyayı teslim alan ÅŸiddet karşısında ürpermemesi imkansız. Dışarıdan, yüzeysel bir okuma yapıldığında Müslümanların kan ve ÅŸiddet sarmalına teslim olduklarına hükmetmemek için hiçbir neden yok. Klasik oryantalist tezler yeniden üretiliyor sanki.
PeÅŸaver’de bir kiliseye yapılan intihar saldırısında ibadet eden Hıristiyanlardan, aralarında çocuk ve kadınların da olduÄŸu 78 kiÅŸi can verdi.
BaÄŸdat’ta bir cenazeye yapılan bombalı saldırıda 38 Müslüman öldü.
Kenya’nın baÅŸkenti Nairobi’de bir alışveriÅŸ merkezine yapılan saldırıda yüze yakın insan can verdi. Rehinelerin sayısı bilinmiyor. Ä°srail komandoları operasyonda yer aldı.
Suriye’de bir yanda Esad kıyımı devam ederken iç savaşın kıyımına ilaveten muhalifler birbiriyle çatışmaya baÅŸladı.
Bu listeyi uzatmak mümkün maalesef.
Mısır’da darbe sonrası devlet ÅŸiddeti artarak devam ediyor. Mursi’yi tutuklayanlar son bir hamle yaparak Ä°hvan-ı Müslimin’i kapattı, malvarlığına el koydu. Zaten hareketin liderleri de teker teker tutuklanmış, Adeviye’deki gösteriler tam bir katliam uygulanarak bastırılmıştı.
Tam bu ÅŸiddet sarmalının ortasında Ä°hvan’ın kapatılması ne anlama geliyor? Åžiddet engellenmek mi yoksa sadece Mısır’ın deÄŸil tüm OrtadoÄŸu’nun daha büyük ÅŸiddet sarmalına teslim olması mı isteniyor?
En radikal gruplardan en mutedil hareketlere kadar Arap dünyasında Ä°slam adına çıkan hemen tüm modern oluÅŸumların soy kütüğü Ä°hvan gerçeÄŸi, etkisi dikkate alınmadan anlaşılamaz. Hasan El-benna ile baÅŸlayan, sömürgecilik karşıtı olan, tebliÄŸi ve irÅŸadı esas alan zaman içinde deÄŸiÅŸik kırılmalardan, dönüşümlerden geçen bu hareket sadece Arap dünyasında deÄŸil Ä°slam aleminde de etkili olmuÅŸtu. Ä°damlar, sürgünler, zindanlar ve kıyımlara uÄŸramış, farklı coÄŸrafyalarda farklı özellikleriyle öne çıkan küresel bir hareket… Fikirleri, hedefleri bakımından temelde sürekliliÄŸi korusa bile söylemi, ideolojik duruÅŸu ÅŸartlara göre evrilen, etkilenen ve etkileyen, yasadışı olsa bile varlığı yok sayılamayan, zaman zaman siyasal sistemle iÅŸbirliÄŸi yapan bir yapıdan bahsediyoruz.
Mısır bu hareketin kalbi. Nasır’dan sonra yasaklanan ve ilk kez Arap baharı ile birlikte STK statüsünde yasal olarak görünür olan devasa bir yapı. Bunca ÅŸiddet eÄŸilimli ve kontrolsüz yapının kol gezdiÄŸi OrtadoÄŸu’da birikimi, tecrübesi ile sistem içi dönüşüme hazır hale gelen bir cemaatin yasaklanmasının sonuçları muhtemelen Mısır’la sınırlı kalmayacak.
Mısır siyaseti adeta geri saymaya baÅŸladı, Arap baharı fecr-i kazip etkisi yaptı. Muhtemelen, cunta seçimleri zamanında yapacak, bu arada Ä°hvan’ın siyasi kanadı Hürriyet ve Adalet Partisi ya kolu kanadı kırılmış olarak seçime girecek yahut tümden devre dışı bırakılacak. Göstermelik bir demokrasi oyunu ile Mısır’da statüko kaldığı yerden devam edecek; hem de uluslararası meÅŸruiyetini teyit etmiÅŸ olarak.
Bunca zamandır OrtadoÄŸu’da siyasal mücadelelerde ‘ÅŸiddet’in, çatışmanın hakim olmasında şöyle bir tablo ortaya çıkıyordu: Toplumsal karşılığı olan yapıların ve taleplerin yasal yollardan siyasette kendilerini ifade etmelerine, siyaset yapmalarına, temsil edilmelerine imkan verilmemesi, bastırılıp yer altına çekilmelerinin sonucu olarak ÅŸiddetin patlak vermesi. MeÅŸru haklarını meÅŸru kanallardan siyasete aktaramayan yapılar, halka raÄŸmen iktidarda olan yönetimlerin baskısı altında adeta ÅŸiddete zorlanıyorlar.
Mısır’da Ä°hvan’ın resmi olarak temsil imkanı ortadan kalktığı süreçlerde bu yapıdan kopan grupların radikalleÅŸerek farklı düzeylerde ÅŸiddeti öne çıkaran mücadele yöntemlerini benimsedikleri görülür. Tüm kötülüklerin kaynağı gösterilen Ä°hvan ise geniÅŸ toplumsal tabanı ile hep var olmuÅŸ, kendince mutedil bir çizgiyi korumaya çalışmıştır. Kıyas yapılacak olursa toplumsal karşılık olarak Türkiye’de Nur hareketiyle çok benzeÅŸir, siyasal söylem olarak da Milli Görüş geleneÄŸi ile barışıktır. Bu ikili sentezi bir arada yürüterek bugüne geldi.
Muhtemelen sistemle barışarak yasal ÅŸartlarda bir siyaset stratejisini benimsemiÅŸti. Åžaşırtıcı gelebilir ama silahlı muhalefetin zirveye çıktığı Suriye’deki Ä°hvan bile son ana kadar bu beklentideydi…
Ä°hvan’ın yasaklanması, Mısır’da ve bu hareketin geniÅŸ ölçekte uzantılarının bulunduÄŸu OrtadoÄŸu’da yeni ÅŸiddet ateÅŸine benzin dökmek anlamına gelir. Bu devasa hareketin sistemle uzlaÅŸmayı, sitem içi mücadeleyi kabul etmiÅŸken zorla sistem dışına itilmesi, yeni OrtadoÄŸu planının ilk hamlesi olarak okunabilir mi? Bunu zaman gösterecek ama ÅŸimdiden sonuçları ürkütücü olabilir.
Aslında temel mesele ne Ä°hvan ne de baÅŸka bir örgüt. Müslümanlar kendi yol haritalarını çizecek varoluÅŸ bilincini idrak etmekten uzaklaÅŸtıkça oryantalist bakışın nesnesi oluyorlar. Ä°nançlarına taban tabana ters eylemleri inanç adına gerçekleÅŸtirerek adeta harici mantığın esiri oluyorlar. Dışsal etkiler kadar Ä°slam’la kurdukları bağın mahiyeti bunun baÅŸ sebebi.
Ýlgili YazýlarDüşünce, Siyaset
Editör emreakif on September 24, 2013