Büyük yürüyüş

Hac Arafat’la başlar.

Hac Arafat’tır.

Arafat durmaktır, duruştur. Önce duruş gerek Hac için. Arafat’ta, her gün yepyeni hatalara doğan Ademoğlunun yeryüzü serüveninin muhasebesini hatırlayıştır. Mahşeri yaşamaktır.

Hesaba çekilmeden kendini hesaba çekmenin duruşu.
DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce

Yazanemreakif on September 21, 2016

Tags: , ,

Suyu arayan kadın

Hac’da peş peşe yerine getirilen iki türlü hareket var: Tavaf ve say; biri dairesel diğeri doğrusal hareket.

Birinde insanlık maceramızın sabitesi etrafında dönerek gerçekleşir. Zamanın başlangıç ve sonuna, yaratılışın gayesine doğru fert planında gerçekleşen ama insanlık maceramızın tümünü de sembolize eden bir dönüştür.

Say, tüm hikmetlerinin yanı sıra mekan ve hareket ilişkisini sembolize eder. İnsanın mekanla kurduğu ilişkiye işaret gibidir gidiş ve gelişler. Bir tepeden diğerine iniş ve çıkışlarla yapılan arayış.
DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce

Yazanemreakif on September 21, 2016

Tags: , ,

Yazmanın bedeli

Hemen önümdeki safta oturuyordu. Ezana epeyce vardı. Bir yanda tavaf edenler bir yanda Kur’an okuyanlar, tespih çekenler… Sessizce kıpırdayan dudaklardan dökülen dualar.. Önemli bir kısmı da sadece Kabe’yi doyumsuz derinlikte seyretmekle meşgul…

Daha doğrusu Kabe’yi seyrederken varlığını, kulluğunu, yaratıcısı ile arasındaki müthiş rabıtayla tefekkür hali. Namaz, zikir, tefekkür, tavaf… Hafif uzanmış yorulan bedenini dinlendirenler bile var. Her köşede Kur’an-ı Kerim rafları, kolayca ulaşılabilen zemzemler. Mutlak ibadetle meşgul olma hali… Tavaftaki zamanın başlangıç noktasını evrenin sabitesini işaret edercesine dönenlerle sessiz bir devinimle seyre dalanlar müthiş bir ahenkle aynı amaca yönelik eylemliliğin harmonisini sergiliyor.
DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce

Yazanemreakif on September 6, 2016

Tags: ,

Bir modern zaman menkıbesi

Her renk ve dilden Mekke’ye doğru akan insan. Her geçen gün artıyor. Bu artışı Kabe’de adeta her saat daha fazla yaşanan yoğunluktan hissetmek mümkün. Bunca kalabalığın insani ihtiyaçlarıyla berber manevi bir yolculuk için ev sahipliği yapmanın ne anlama geldiğini herkes yaşayarak öğreniyor. Kendini, çevresini, diğer Müslümanları, nefsini, zaaflarını, insanın büyük sürgününden itibaren yaratıcısıyla kurduğu irtibatın tüm sembolleri, tüm anlam katları burası…

Kabe’ye ilk gittiğim yıl üniversiteyi henüz bitirmiştim. Ramazan olmasına rağmen şimdiyle karşılaştırdığımda tenha denilecek kadar kolaydı tavaf. Mesela bugünden aklıma kalan en çarpıcı sahne; Kabe’nin örtüsüne tutunmuş gözyaşları ile dua eden Müslümanlar… Uçsuz bucaksız gözyaşı sağanağı gibi gelmişti. Ağlayan gözlere gıpta etmiştim. Yaşarmayan gözlerin, ürpermeyen kalplerin çağında gözyaşı dökebilmek çok sarsıcıydı…

DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce

Yazanemreakif on September 1, 2016

Tags: ,

Osmanlı revakları yahut tarih sorunu

Kabe’nin etrafını saran Osmanlı revakları tamirat nedeniyle sökülmüştü. Revakların tek tek ortadan kalkması benzer tarihi eserlerin akibeti hakkında az çok fikir sahibi olanları endişelendirmişti. Hatta Türkiye’de kamuoyu aşırı bir tepki vererek Osmanlı eserleri yok ediliyor türünde yayınlar yapılmıştı. Oysa gerçekte şaşırtıcı biçimde revaklar tek tek sökülerek taşınmış mescidin genişletilmesi ve tamiratı belli bir aşamaya gelinceye kadar bekletilmişti. Göründüğü kadarıyla revakların büyük kısmı taşınmış, avluya yerleştirilmiş, hatta bazıları hala monte aşamasında olduğundan sürecin nasıl işlediği gözlemlenebiliyor.

Önce şunu belirtmekte fayda var. Söz konusu yabancılar özelde de Araplar olduğunda herkes bir anda tarih sever hatta Osmanlıcı kesiliyor. Bunda şaşılacak bir şey yok ancak ölçüsüzlük bizdeki sistematik tarih ve Osmanlı düşmanlığını yok sayarak başkalarına saldırmak büyük çelişki. Tarihin gördüğü en büyük tarih katliamlarından biri Türkiye’de gerçekleştirmiştir; bunu bir kenara not edelim.
DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce

Yazanemreakif on August 31, 2016

Tags: , ,

Kıyafetlerin dili

Her toplumun sahip olduğu dili gibi mekan genişliğinde ve zaman derinliğinde kendine özgü beden dili de geliştirir. İnsanoğlu bedenini örterken aynı zamanda kendini, değer yargılarını, çevresiyle kurduğu ilişkiyi yansıtan giysi biçimi de geliştirir.

Modern zamanların insanlığı tektipleştirici projesi kıyafetlerde kendini gösterir. Batılı hayat tarzına uygun kıyafetler Batı hakimiyeti ile küreselleştirildi; egemen kültür zihinsel dönüşümü gerçekleştirmeden önce ya da bu sonuca varmak için önce kıyafetlerini değiştirdi batı dışı toplumların. Kıyafetle başlayan batılılaşma genelde kadın bedeni üzerinden hayata geçirilir. Ama erkek bedeni de payını alır, bugün tüm dünyada yaygınlaşan Batılı giyim tarzının alamet-i farikası olarak bilinen ceket pantolon aslında tüm insanlığa giydirilen tek kültürlü üniformadır. Batı dışı medeniyetlere giydirilen ama dar gelen çoğu zaman da farklı kültürleri, gelenekleri, değerleri yok sayan bu hiçleştirme/aynileştirme Batı’nın evrensellik iddialarının önce bedenlere sonra zihinlere giydirilmesidir.
DEVAMI>>>…

Posted under Düşünce

Yazanemreakif on August 27, 2016

Tags: , ,