Seküler toplumun göz zevki
Kuzey Avrupa ülkelerinin Ortadoğu, islam, azınlık hakları, özgürlükler gibi konularda izledikleri siyaset çok ilginçtir. Nüfus baskısı olmayan, ekonomik refah seviyesini yakalamış coğrafyası, iklimi ve bir de siyasal çıkışları ile dikkat çekerler…
Sömürge deneyimi olan Bartı Avrupa ülkelerinin aksine Ortadoğu, balkanlar gibi bölgesel sorunlara geç müdahil olmalarının aceleciliği hemen fark edilir. Beğenir beğenmezsiniz ama Fransa’nın, İngiltere’nim hatta Almanların sahip olduğu sömürge tecrübeden de yoksundurlar.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on March 9, 2017
Lozan’ın sesi Bağdat’tan gelir
Ankara’da Lozan polemiği yaşanırken yankısı Bağdat’tan geldi. Aslında bu işin ‘doğasına uygun’ bir tepkiydi ve bu kimseyi şaşırtmamalı. İmparatorluğun tasfiyesi ve onun mirası üzerinde yeni devletin inşasını resmen tamamlayan Lozan anlaşmasının ana ekseni kurulacak yeni entitenin Batı ile olduğu kadar Ortadoğu ile ilişkilerinin mahiyetinden ibarettir.
Lozan “zafer mi hezimet mi” şablonuna indirgenen anlaşmanın Türkiye’ye biçtiği rol, bir ulus devlet olarak imparatorluk mirası ile her tür bağının koparılması şeklinde özetlenebilir. Bu bağın koparılması sadece jeostratejik ilişkiler bağlamında değil, kültürel müşterekliklerin de kesilip atılmasıdır. Osmanlı’yı parçalayan emperyalizmin “evrensel medeniyet değerleri” ile devralınan mirasın tarihi ve kültürel kökleri arasında yapılan bir tercihti bu.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on October 11, 2016
Kudüs seçim rüşveti değildir
Amerika’daki başkanlık seçimleri Ortadoğu’nun geleceği, Müslümanların kutsalı üzerinde kumar oynamaya, zar atmaya dönüştü. İsrail’e verilecek rüşvetler için başkan adayları her tür dengeleri hatta kutsalı çiğneme pahasına cömert vaadlerde bulunuyorlar.
Ortadoğu’nun geleceğini etkileyecek bu rüşvetler sadece vaadlerden ibaret değil. Bölgeye yönelik askeri, siyasi operasyonlar bile seçime ayarlanmış durumda. Geçmişe bakıldığında Ortadoğu’daki gelişmelerin başkanlık seçimlerini doğrudan etkilediği göz önüne alındığında bu yarış daha da kızışabilir. Mesela İŞİD’e karşı yapılacak askeri harekat seçime endekslenmiş durumda. Ekim ayının ikinci yarısında başlaması planlanan Musul harekatının muhtemel sonucunun seçime ayarlı PR çalışmasına dönüşmesi bu stratejinin parçası…”Suriye’de barış imkanının kalmadığı” açıklamasını yapanlar seçimlere gölge düşürmemesi için kanıksanmış katliam döngüsünün sürgit devamından ahlaken rahatsız değiller.
Yazanemreakif on September 28, 2016
Bunca silah kime karşı?
İsrail hükümetiyle ilişkilileri hayli sorunlu görünen Obama, yönetimi bırakmaya sayılı günler kala önemli bir anlaşma yaptı. Amerikan tarihinin tekelde yapılmış en yüksek askeri yardım anlaşmasını imzalayarak yeni bir sayfa açılmış oldu. İmzalanan yardım anlaşmasına göre; on yıl içinde 38 milyar dolarlık askeri yardım yapılacak üstelik bunun bir kısmı füze savunma sistemi için kullanılacak.
İsrail’in Amerika için hem iç politik dengeler hem uluslararası düzlemde nasıl bir yere sahip olduğunu sıralamaya gerek yok. ‘Artık yakamdan düş’ dercesine tavır takındığı dönemde bile İsrail’in güvenliği ABD için tartışma kabul etmeyecek şekilde önceliğini, stratejik önemini korudu.
Yazanemreakif on September 22, 2016
Suriye politikasında acil durum
Yeni dönemde Türk dış politkasının eksenini belirleyecek temel dönüşümden biri hiç kuşkusuz Suriye konusunda alacağı tavırdır. Diğeri de embolik ve stratejik anlamı bakımından İsrail’le varılan anlaşmadır.
Arap Baharı nam apolitik devrimlerin hareketlendirmesiyle iç savaşa dönüşen Suriye’deki gelişmeler artık Türkiye’nin bir iç meselesi haline gelmiştir. Bir dış politika mevzuu olmaktan ziyade iç mesele haline gelen kanamaya devam eden bir insani sorundur.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on August 23, 2016
Filistinlilere ‘apartheid rejimi’
Filistin’in geleceğini anlamanın yolu meselesi Filistin’in geçmişini iyi tanımlamaktan geçiyor.
Bu konuda Filistinlilerin, Filistin adına temsil makamında bulunan örgütlerin ve de Arap devletlerinin bakışları zamanla değişti. İsrail’in İngiliz işgalinin sona ermesinin ardından Filistin toprakları üzerinde bir devlet ilan etmesi sorununun sebebidir. Siyonistlerin Filistin topraklarını gasp ederek devlet ilan edilmesi, Filistinlilerin kendi yurtlarından kovularak mülteci duruma düşmeleri sadece sınırlı bir toprak kavgasından öte anlamları var. Yabancı bir unsur olarak bölgenin kalbine saplanan İsrail’in ortaya çıkması geleneksel dengeleri alt üst etti. Üstelik siyonizmin ideolojisi gereği sınırlarının nerde başlayıp nerde biteceği belli olmayan ve modern ulus devlet tanımına da uymayan bir yapı olarak ortaya çıktı. 1967 Savaşı ile tüm Filistin’in işgal edilmesi, Kudüs’ün düşmesi bölgede gerçek anlamda travma oluşturdu. Kudüs’ün işgali ile Arap-Yahudi anlaşmazlığından çıkmış İsrail sorunu, tüm İslam alemini ve de Hıristiyan dünyanın doğrudan ilgi alanına girmiştir.
DEVAMI>>>…
Posted under Dünya
Yazanemreakif on July 7, 2016
Şam ve Ankara’yı yaklaştıran korku
Son günlerde Suriye Baas yönetimi ile Türkiye’nin ilişkilerinin düzenlenmesi, görüşmelerin başlatılması yönünde bir politika değişikliğinin işaretlerini veren açıklamalar yapılıyor. Suriye iç savaşının her anlamda tıkandığı, hiç bir tarafın mutlak üstünlük sağlama gücünde olmadığı bir noktaya gelindi. Üstelik doğrudan dış müdahalelerin askeri boyut kazandığı ortamda Suriye iç savaşı bir vekalet savaşı olmaktan da çıkmak üzere. Bölgesel ve bölge dışı güçlerin uluslararası hukuk kılıfı altında müdahil olduğu, doğrudan savaşın tarafı haline geldiği ortamda bölge çok ciddi risk altında. Artık kimse şu veya bu yönetim altında bir Suriye’den bahsetmiyor. Hatta yönetimden çok bütünlüklü kalsa bile yaşanabilir bir Suriye’nin varolup olmadığı konuşuluyor. Yürütülmeye çalışılan hesap, herkesin kaybettiği bir içsavaştır. Bu saatten sonra kimin hangi politikaları sürdürerek bu noktaya geldiği yahut kimin zamanında “ben yazmıştım” deyişini haklı çıkaracak olguların hiç bir anlamı kalmadı. Ama yazılıp çizilenler, ithamlar da arşivlerde duruyor.
DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on June 2, 2016
Suriye olmasın!
Suriye’nin geleceği Suriyelilere bırakılmayacak kadar uluslararası boyut kazandı. Başından beri uluslararası çıkar ilişkilerinden, stratejik hesaplardan bağımsız değildi zaten. Olaya ilişkin yorumlar her geçen gün, Suriyelilerin nasıl bir ülkede yaşamak istediklerinden çok kimin nasıl bir dengede yer alacağı sorusuna verilmiş cevaplar yığınına dönüşüyor.
Yeni Ortadoğu’yu şekillendirecek kurucu unsurun “Arap baharı” ve ülkelerinin geleceğinde söz sahibi olacak devrimci uyanıştan çıkacağı tezinin ne kadarının gerçekçi (temenni) ne kadarının propaganda ürünü olduğu sorusunu bile bu aşamada çok anlamlı buluyorum. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on November 15, 2011
PKK saldırıları nasıl okunabilir?
Türkiye’nin gündemini bir anda değiştiren, hepimizin yüreğini sızlatan saldırının doğuracağı sonucu derin bir kaygı duyarak bekliyoruz. Her türlü heyecana, infiale, provokasyona açık hale getirilmek istenen bir ülke görünümüne büründük bir anda. Bu sebeple Başbakanın heyecanlı kişiliğine rağmen, aklıselime davet eden konuşması duygusal ama ülkeyi rehin almaya müsait hassasiyete hitap eden bir açıklamaydı. DEVAMI>>>…
Posted under Siyaset
Yazanemreakif on October 20, 2011