Osmanlı’ya nasıl sahip çıkılmaz?
Strazburg’ta bir grup vatandaş Osmanlı kıyafetleri ile referandum için oy kullanmaya gelmiş. Fransa yasalarına saygılı yaşadıklarını ancak geçmişlerini, örf ve adetlerini de unutmadıklarını göstermek istediklerini ifade etmişler… Belli ki kıyafetlerin temsil ettiği ya da ona yükledikleri anlam üzerinden siyasi mesaj da vermek istemişler.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on April 11, 2017
Sultanın torunları
Artık yeni bir magazin konumuz oldu; Osmanlı hanedanından kaçıncı kuşaktan torunu dedi ki.. şeklinde başlayan sansasyonel haberler. Haberin veriliş biçimine bakarsanız sanki sultan Topkapı’da veya hâlâ Dolmabahçe’de oturuyor hanedandan bir prens ya da prensesten saltanat çevresinin ne düşündüğü ya da olaylara nasıl yaklaştığı hakkında fikir edinmek için birinci elden bir kaynaktan görüş alınıyor.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on March 25, 2017
Cumhur elitlerin korkusu
Cmhuriyet çok farklı korkular üzerine yükseldi. Daha doğrusu Cumhuriyet elitinin korkuları siyaseti, devletin topluma bakışını şekillendirdi. Bu elitlerin en büyük korkusu her anlamda ‘geriye dönüş’tü. Yani Osmanlının gölgesini sürekli üzerlerinde hissettiler.. Bu duyguyu bir noktaya kadar anlamak mümkün; zira her şeyi ile reddettikleri bir dönemin yıkıntılarından kendilerini kurtarmaya çalışıyorlardı. Yeni bir uygarlık inşa edeceklerdi ve bu uygarlığın ötekisi de tasfiye edilen bir imparatorluğun hafızasında yerleşikti.
Sorun sadece medeniyet tercihinden ibaret olsaydı bu zıtlaşmayı bir yere kadar anlamak mümkündü. Bir gecede bir toplumun medeniyet değişimini imkan dahilinde olduğunu var sayan toplum mühendisliğini pratiğe geçirmeye çalışan kadrolardan söz ediyoruz.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on November 1, 2016
Osmanlı revakları yahut tarih sorunu
Kabe’nin etrafını saran Osmanlı revakları tamirat nedeniyle sökülmüştü. Revakların tek tek ortadan kalkması benzer tarihi eserlerin akibeti hakkında az çok fikir sahibi olanları endişelendirmişti. Hatta Türkiye’de kamuoyu aşırı bir tepki vererek Osmanlı eserleri yok ediliyor türünde yayınlar yapılmıştı. Oysa gerçekte şaşırtıcı biçimde revaklar tek tek sökülerek taşınmış mescidin genişletilmesi ve tamiratı belli bir aşamaya gelinceye kadar bekletilmişti. Göründüğü kadarıyla revakların büyük kısmı taşınmış, avluya yerleştirilmiş, hatta bazıları hala monte aşamasında olduğundan sürecin nasıl işlediği gözlemlenebiliyor.
Önce şunu belirtmekte fayda var. Söz konusu yabancılar özelde de Araplar olduğunda herkes bir anda tarih sever hatta Osmanlıcı kesiliyor. Bunda şaşılacak bir şey yok ancak ölçüsüzlük bizdeki sistematik tarih ve Osmanlı düşmanlığını yok sayarak başkalarına saldırmak büyük çelişki. Tarihin gördüğü en büyük tarih katliamlarından biri Türkiye’de gerçekleştirmiştir; bunu bir kenara not edelim.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on August 31, 2016
Avrupa’nın gözünde “çar ve sultan”
Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşması Batı Bloku’nu neden bu kadar kızdırdı? Türkiye’nin NATO’dan çıkıp, Rusya ile yeni bir ittifak kuracağından endişe ettiklerinden mi? Yoksa İran Rusya eksenli bölgesel bir ittifak kurarak askeri ekonomik bir pakt mı hayal ediyor Türkiye? Yahut alternatif olarak Şanghay İşbirliği’ne katılıp eksen mi değiştirecek? St.Petersbug’ta bunların hiç birinin gündeme gelmediğini, Türkiye’nin Batı’ya kepenk indirmeye niyetli olmadığını Avrupalılar gayet iyi biliyor.. Batılıların son gelişmelerden dolayı, Türkiye’nin böyle bir niyetinden kuşkulandıkları için sert, suçlayıcı tepki gösterdikleri de söylenemez.
Uluslararası ilişkilerde real politik faktörlerin belirleyici ağırlığının olduğu bir gerçekse bir o kadar önemli gerçek de tarihsel tecrübedir. Zaten siyaset, diplomasi, uluslararası ilişkiler gibi alanlarda anlamlı bir perspektif geliştirebilmek, yorumlayabilmek için tarih bilgisi ve buna dayalı analiz gereklidir.
DEVAMI>>>…
Posted under Dünya
Yazanemreakif on August 15, 2016
Tarih yobazlığı
Tarihe takılıp kalmakla tarihi yok sayanlar birbirinin negatifi gibidir. Tarihe takılıp kalanlar tarihin gelecek tasavvurumuzu şekillendirdiğinin bilincinde değildir. Tarihi yok saymak, bir tür hafızasızlıkla maluldür. “Bir iç deniz gibi” içe kıvrıktır. Kokuşmaya mahkum durağan su gibidir.
Abdülmecid’in ölümünün 150. yılı nedeniyle başlayan tarih tartışmaları, daha doğrusu tarihle kurduğumuz ilişkiyi deşifre eden tartışmalar tam da yaşadığımız zihin travmasını yansıtıyor. Aslında bu bir medeniyet travmasıdır ve toplumsal şizofreninin de kaynağıdır. DEVAMI>>>…
Yazanemreakif on November 17, 2011