Şehir düşüncesi yahut romantizm
Türkiye 1950’lerden başlayıp gittikçe artan hızda şehirleşiyor, daha doğrusu şehirlere göçüyor. Toplumsal, kültürel anlamda geleneksel dokusunu hızla kaybeden şehirlerimiz aynı zamanda modernleşmenin sorunlarıyla hesaplaşıyor. Ne var ki bu kadar çok boyutlu değişimin yaşandığı bir zaman diliminde şehir ve şehirleşmeye dair kayda değer çok az çalışma var. Son dönemde şehir üzerine yapılan yayınlarda eskiye kıyasla dikkati çekecek biçimde artış oldu. Şehirlerimizin neredeyse geri gelmeyecek biçimde yapı bozumuna, doku dağılımına uğradığı bir dönemde şehir üzerine bir kaç tercümenin dışında özgün çalışmalara, düşünceye ihtiyaç var.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on March 16, 2017
Yol, şehir ve metal soğukluğu
“Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan”… Onuncu Yıl Marşı’nın aklımda kalan nadir mısralarından biri. Yani Cumhuriyet elitinin bir tür milli marşından. On yıllık başarı öyküsünü dillendiren bu sözler devrimlerin alamet-i farikası sayılan ilerleme mitosuna bir övgüydü.. O dönemin gözle görülür teknolojik yatırımların en önemlisi herhalde Osmanlı’dan kalma demiryollarına ilave hatların açılmasıydı. Yurdu dört baştan olmasa da örülen demir ağların temeli Osmanlı döneminden mirastı, tıpkı pek çok sanayi tesisi gibi.
Bayram öncesi ve bayram sonrası memleketi çepeçevre saran asfalt yolların görünümü bu sloganı hatırlatıyor. Tüm yollar araba kuyruğunun oluşturduğu metalik parıltıyla göz kamaştırıyor! Şehirler boşalıyor, yollar adeta kesintisiz metal zincire dönüşüyor. Demiryolları olduğu gibi duruyor, onun yerine karayolları her köşeye ulaşıyor. Artık otobanlarımızın uzunluğu ile övünüyoruz. Otoban olmasa da bölünmüş yolların gitmediği köşe kalmadı memlekette. Tüm memleket sathı adeta asfaltlandı. Siz ne kadar kaçarsanız kaçın asfalt yollar demir yoluna dönüşüyor bayramlarda, tatillerde… Bayramlar nasıl tatilleşti ise yollar da metalikleşti.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on July 9, 2016
Bir şehrin kaybolan sokakları
Bir zamanlar sokakta kaybolurduk. Bazen sokak ortasında kalakalırdık bu korkuyla. Küçük
çocuklar evlerinden uzaklaştıklarında sokak ortasında kaybolma korkusu yaşarlardı. Sokakta kaybolmak duygusu dünyaya acemiliğimizin ifadesiydi. Yetişkinler için bu acemilik hali şehirlerde geçerliydi. Hele büyük şehirlerde kaybolma korkusu daha fazlaydı.
Artık sokaklar kayboluyor.
Sokakları kaybediyoruz.
DEVAMI>>>…
Posted under Düşünce
Yazanemreakif on July 3, 2016